Hepimizin yada çok yakınlarımızın en değerli varlıkları, elbette ki çocuklarımız... Bugünlerde ülke gündemini yoğun biçimde meşgul eden ve geleceğimizi doğrudan tehdit eden çocuk istismarı konusunda kendimce edindiğim bilgilerle sizleri de bilgilendirmeyi görev biliyorum. Dilerim ki, bu yazım sizlerin, hatta hiçbir anne babanın işine yaramasın. Hiçbir ebeveyn böyle bir yazıyı kullanmak zorunda kalmasın.
Bu konu her zaman gündemdeydi aslında ama uzun süre sümenaltı edilmiş, ilgililer bir şekilde paçayı yırtmışlardı. Ama doğruların ve yanlışların mutlaka bir gün günyüzüne çıkmak gibi kötü bir huyu da var. Yaklaşık 1 yıl önce Karaman’da çocuklara yönelik cinsel istismar iddialarıyla koca ülkenin dikkati birden bu şehre ve yaşanan olaylara yöneldi. Aileler şikayetçi olmadı, olamadılar. Nedenini malesef ki biliyoruz ancak toplum olarak hepimiz susuyoruz. Ama asıp kesmeyi bırakmadık tabi, sorumluların görevden alınması yetmezdi bizim için, asılmalıydılar, hatta hadım edilmeliydiler.
Olayın içeriğine baktığımızda öyle kızıyoruz, öyle çileden çıkıyoruz ki... Haklıyız da, daha 3-4 yaşındaki çocuklardan tahrik olan sapıklardan bahsediyoruz burada. Sadece bu da değil, yaratıklar malesef işi icraate döküyorlar. Kendi kızından tahrik olan bir insan müsveddesinden ne bekleyebiliriz ki yani, ama gelgelelim adama çıkıp desek "bre ahlaksız senin çocuğun yok mu, ona da bu yapılsa sen ne hissedersin?"... Terbiyesiz herifin verdiği cevap yaptığından da pişkince: "Ne var ki? çocuklara Kur'an öğretiyorum, okumayı öğretiyorum, bu da öğretmenin bir yöntemi"...
Son zamanlarda hukuk alanında görev yapan arkadaşlarımla yaptığım kısa görüşmeler sonucu edindiğim izlenimleri paylaşayım sizlerle. Dediğim gibi inşallah bu bilgiler hiçbirimizin işine yaramaz. Bu hassas konu üzerinde tartışılan en önemli nokta, elbette ki böyle bir durumda çocukların cinsel istismarının hukuki boyutlarının işlevselliği. Durum vuku bulsa (allah korusun), yargıya nasıl başvurmak gerekir? Çocuğumuzu bu süreçte nasıl korumamız lazım gelir? Biraz bunlara bakalım.
Ebeveynlerin, çocuklarının istismara uğradığını anladığı anda hukuki olarak nasıl davranmaları gerekir?
155 Alo Polis hattını arayın,
156 Alo Jandarma hattını arayın, çünkü bu tip bir durum ilk etapta en yakın Polis Merkezine veya Cumhuriyet Savcılığına bildirilmelidir.
Cinsel istismar şüphesi varsa Alo 183'ü aramanız da fayda sağlar. Bu hat, aile, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakınları ve gazilere yönelik sosyal hizmetler hakkında bilgilendirme ve yönlendirme hattıdır.
Ufak bir anektod, kamu görevlisi veya sağlık mensubunun bu suçu işlemesi demek, daha ağır bir ceza ile cezalandırılması anlamına geliyor.
Çocuğu koruyan yetişkinler veya kurumlar yargı sürecinde nasıl bir tavır sergilemeli?
Bu tabiri kullanmak oldukça zor ancak bunlar konuşulabilmeli... Çocuğun vücuduna doğrudan müdahale suretiyle istismar edilmesi (tecavüz) halinde ilk 24 saat oldukça önem arzediyor. Bu süre geçtikten sonra ve zaman geçtikçe, çocuk idrarını yaparak ihtiyaçlarını giderdikçe, banyo yaptıkça istismar bulgularının bir çoğu kaybolacağı için vakit kaybedilmeden tercihen savcılığa suç duyurusu yapmak suretiyle başvuru yapmak gereklidir. Mesai saatleri dışında oluşan vakalarda savcılığa ulaşım sıkıntılıysa ikametgah semtinin bağlı bulunduğu karakola başvurulmalıdır. Karakola başvuru üzerine vakit kaybetmeden çocuğun kendi isteği de sorularak Çocuk İzlem Merkezi’nde (ÇİM) muayenesinin yapılması sağlanmalıdır.
Çocuğun istismar edildiği sırada üzerinde bulunan iç çamaşırı ve kıyafetlerinin de yanında getirilerek Adli Tıp Kurumu'nda inceleme yapılmak üzere adli makamlara verilmesi önemlidir.
Çocuğun ifadesi...
Çocuğun ifadesinin ÇİM’de alınması doğru olur. Bu süreçte çocuğun veya ailesinin bir avukatı bulunmuyorsa, çocuk için barodan ücretsiz bir avukat temin edilmektedir.
(ÇAÇAV) Çocuklara Yönelik Cinsel Sömürüyle Mücadele Ağı, bu hususta tecrübeli bir kurum olup danışmanlık hizmeti alınabilir.
Çocuğun Psikolojik Durumu
Çocuğun psikolojik olarak korunması sorumluluğu soruşturma boyunca polis ve savcılığa aittir. İstismara uğrayan çocuğun varsayımsal olarak psikolojisinin bozulacağı bilinmektedir. Çocuğun psikolojik olarak bir terapi sürecine yönlendirilmesi ve ailesinin de bu sırada fazla hassaslaşmış hissetmesi halinde ayrıca yardım alması gerekli hale gelir.
Mahkeme Süreci...
Mahkeme sürecinde çocuğun sanık ile karşı karşıya gelmesine engel olmak, psikolojisi için doğru olur. Çocuğun bir sosyal hizmet uzmanı veya psikolog ile görüşme yaptıktan sonra ifadesine geçilmeli, görüşme yapmadan ifadesi alınmasına izin verilmemelidir.
Yargı süreci boyunca çocuğun korunması için ifadelerinin birden çok kez alınmaması da lazımdır. Bu durum çocuğun olayı sürekli olarak yeniden yaşamasına neden olabilir.
Türk Ceza Kanunu, çocuğa yönelik cinsel taciz ve istismarın cezalandırılması konusunda yeterli mi...
Ülkemizde cocuğun fiziksel temas olmaksızın istismar edilmesi halinde dava cinsel istismardan değil cinsel tacizden açılıyor.
Ancak bakıldığında Anayasa Mahkemesi, çocuklara yönelik cinsel istismar suçuna verilecek cezayı belirleyen 103. maddenin 2. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmesine hükmetmiş durumda. Bu iptal kararı, çocuklara karşı bu suçu işleyen yetişkin faillerin, kaçınılmaz ve caydırıcı bir yaptırım ile karşılaşmalarının önünde engel oluşturuyor. Anayasa Mahkemesi’nin 10 Haziran 2015 tarihinde verdiği kararla, resmi nikah olmaksızın dini nikah kıyanların cezalandırılmasını ortadan kaldıran kararı ile birlikte değerlendirirsek Anayasa Mahkemesi’nin erken yaşta evlilikleri, toplumsal ve kültürel bir olgu olarak kabul ettiğini ortaya koymaktadır.
Maalesef ki Türk Ceza Kanununun 103.maddesinin 2.fıkrasının iptali, çocukların kendilerine cinsel istismarda bulunan kişilerle evlendirilmelerinin önünü açmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder