Evet,
Başlıkta da belirttiğim gibi Mart ayının 8'i sadece kadınlar için değil hepimiz için anlamlıdır, daha doğrusu anlamlı olmalıdır. Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada çeşitli etkinlikler eşliğinde kutlanan ve kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu nitelendiren özel bir gün. Dünya Kadınlar Günü'nde kadınların ne kadar değerli oldukları bir kez daha ortaya koyacak kutlamalar gerçekleştiriliyor. Tarihi dönemlere bakıldığı zaman, kadınlar gerçek bir birey olmanın; siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda eşitliğe kavuşmanın mücadelesini büyük bir azim ve kararlılıkla göstermişlerdir, halen de bu haklı mücadele devam etmektedir. Bu nedenle Dünya Kadınlar Günü de yine dünya kadınlarının başarı elde ettikleri mücadeleyi simgelemekte
Tamam da, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü neden kutlanır? İlk kez kutlanmasını öneren kimdir?
Bunu biz erkekler çok bilmediği gibi, bazı kadınlarımız da bilmez. Bu anlamlı günün isim annesi "Clara Zetkin"adında emekçi bir kadındır.
Yer, ABD'nin New York kentinde bir dokuma fabrikası... Çok ağır çalışma koşulları, çok uzun iş günleri ve buna karşın çok düşük ücretler hakim. Hikaye burada başladı işte. Koşulların her geçen gün daha da dayanılmaz hale gelmesi, kadın işçilerin artık tahammül sınırını zorlamaya başlamıştı. Bunun üzerine greve çıkma kararı alan kadınlar, taleplerini de açıkça dile getirdiler:
“Daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik iş günü, eşit işe, eşit ücret...”
40.000 dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları talebiyle greve başladı. Bu sırada çıkan olaylar sırasında bahsi geçen fabrika içinde şüpheli(!) bir yangın başladı. 129 kadın, yangında diri diri yanarak can verdi. O gün fabrikada çalışan kadınlardan Clara Zetkin, o tarihi öneride bulundu. ilk kez 19 Mart 1911’de Almanya ve İsviçre’de anıldılar ölenler. Anmaların 8 Mart olarak değiştirilmesine 1921'de Moskova'da düzenlenen 3.Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda karar verildi. ABD'de de ise 1960’lı yıllarda anılmaya başlandı. Sonuçta yakanlar, bazı hatalarını da geç görecekti. Birleşmiş Milletler ise, tam 66 yıl sonra "Dünya Kadınlar Günü"nü 8 Mart olarak kabul etti.
Türkiye'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. Tarih anlamlıdır. Bugün "Kadınlar hiç olmadıkları kadar özgürler, hiç olmadıkları kadar serbesttirler" açıklamalarıyla gündemi meşgul edenler bilmezler ama ülkemizde kadınlara ilk haklarını veren o dönemin dünyaca kabul gören devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'tür. 1975 yılı ve onu izleyen yıllarda daha yaygın biçimde kutlanmaya başlamıştır 8 Mart... Araya 4 yıllık bir eylemsizlik süreci girmiştir. Nedeni ise 12 Eylül Darbesidir. Bu 4 yıl boyunca ülkede kutlama ve benzeri eylem yapılmasına izin verilmemiştir.
Yazımda siz okurlarıma bugünün ne anlama geldiğini, tarihsel sürecini kısaca özetlemeye çalıştım; haddime düşmeyerek iki kelam etmeden de yazıyı bitirmek istemedim.
Bugün ülke şartlarına baktığımızda hergün kadınlarımızın yaşam şartlarının içinden çıkılmaz bir halde kötüleştiğini görüyoruz. Hamile bir bayan, yolda yürürken kendini bilmez bir "meczup" tarafından dövülebiliyor. "İlahiyatçı" geçinen 3-5 müsvedde, "hamilelerin dışarı çıkması caiz değil, erkeklere davetkardır" şeklinde saçmalayabiliyor. Onlarca, belki yüzlerce kadın koca şiddeti görmekle kalmıyor, evi dışında da gerek sözlü gerek fiziksel şiddete maruz kalabiliyor. Kısacası kadın yolda giderken durduk yere laf yiyor, tekme yiyor, tokat yiyor, "kadın" dayak yiyor... Can Baba'nın (Yücel) sevdiğim güzel bir lafı vardır, geçtiğimiz yıl tesadüfen bir yerde okumuştum ben de. Küfür içerdiği için özür diliyorum sizlerden, ancak ülkemizde kadına bakış algısını belki de en güzel özetleyen anektodlardan biridir bu laf:
"Kadın olmak zor iş Can'lar. Aşık olsa ...pu, terk etse ...pu, verse de vermese de ...pu. Hiçbirini yapmazsa lezbiyen. Bakımlıysa ...pu, gece çıksa ...pu, çıkmasa gene ...pu. İnsan yerine koyup muhabbet etse fingirdek, etmese nazlı, telefonunu verse en ala kaşar, vermezse uğraştırmayı seven kaşar... Haklısınız beyler, P...venge herkes ...pu"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder