31 Mayıs 2018 Perşembe

Bizi Yakan Rahatsızlığımız: Gastrit...

Gastrit stres, aspirin gibi ilaçların, aşırı kahve veya alkollü içeceklerin veya fazla baharatlı yemeklerin tüketimi gibi pek çok nedenden kaynaklanırGastrit aslında midede iltihaplanmadır ve iştahsızlık, mide ekşimesi ve asit reflüsü, mide ağrısı ve hatta kusma bile belirtisi olabilir.
Bu belirtilerden herhangi biri veya birkaçı sizde varsa, bu yazımdan destek almanız mümkün olabilir. Haydi başlayalım.
Gastrit hayatımızın bir kısmını ele geçirdiyse öncelikle yediklerimize dikkat edeceğiz. İlk etapta bahsetmem gereken şu ki, gastriti olanların taze meyve tüketimi önemlidir. Örneğin ananas...  Zencefil... Hindistan cevizi suyu... Vücudumuzun sıvı ihtiyacını karşılamak için günde mutlaka 6-7 bardak su tüketmemiz de gerekmektedir. 
Gastritin güncel ev tedavisinde kahvaltının önemi de büyüktür. Yulaf ezmesi ve bal, yoğurt, muz dilimleri, ananas dilimleri veya tercih ettiğimiz diğer kabuklu yemişler (Ceviz, Çiğ Badem) aşırı faydalıdır. Bununla birlikte içebileceğimiz düzeyde maydanoz suyu mükemmel bir ilaçtır. 
Pekiii... Gastritten kurtulmak veya etkisini azaltmak için nelerden kaçınalım?
  • Çok basit.... Asitli meyve suları... Cola, Fanta gibi asitli içecekler...
  • Aşırı baharatlı yemekler.
  • Aşırı acı yemekler...
  • Çikolata...
  • Sert tabi edilen alkoller... (Cin, Votka gibi...)
  • Aşırı tüketilen kahve.
  • Tam yağlı süt ürünleri...
  • Uzun zaman aralıklarıyla aç dolaşmak... Mutlaka bundan kaçınmalıyız...


17 Mayıs 2018 Perşembe

Ayçekirdeğinin Fayda ve Zararları Üzerine...

Merhaba dostlar,
Yıllarca gerek arkadaşlarım gerekse ailem çekirdek bağımlılığımla dalga geçti. Gerçi benim de abarttığım, bir film izlerken bir battal boy paket bitirmişliğim de oldu ama faydaları ve zararları üzerine hiç yazı yazmamıştım. Bugün de bu konuya değineyim istedim. Önümüzde kısa ve güncel hayatımızı etkileyecek fayda-zarar listesi uzanıyor. Gelin bunlara bir göz gezdirelim:
Asırlar boyunca vitamin, mineral ve diğer besin içerikleri nedeniyle ayçiçeği, ilaç üretiminde kullanılmıştır. Kanser ve kalp hastalıkları riskini azaltmak gibi belli başlı faydalarından bahsedilebilmektedir. 
Sadece bu da değil... Kadınların menopoz dönemlerini kolaylıkla atlatabilmelerini de sağlamaktadır aslında ayçiçeği. Yalnızca yarım fincan ayçiçeği ile günlük E vitamini ihtiyacı karşılanabilmektedir.

Ä°lgili resimAyçiçeği, E vitamini aracılığıyla cilt sağlığında büyük ve önemli rol oynar. Etkili bir antioksidandır. 


Ay çekirdeği, bünyesinde "esansiyel amino asit" barındırmaktadır. Nedir yani diyeceksiniz ama, kan damarlarını ve arterleri güçlendiren bu aminoasit, dolaşım sisteminin sağlığını koruyan bir yapıdır.


Ayçiçeği iyi ve kötü olarak nitelediğimiz kolesterol (HDL ve LDL) seviyelerini dengeler.

Ayçiçeği magnezyum kaynağıdır. Magnezyum vücudumuzda neye mi yarıyor? Yüksek kan basıncını azaltmaya tabii ki... Kas ağrılarınız varsa ve yorgunluk hissiyatı duyuyorsanız ayçiçeği yemeniz tavsiyemdir. 

Herşeyin fazlası zarardır lafına gelince... Ayçekirdeğinin zararı yok mu, var elbette...

Ay çekirdeğinin aşırı tüketilmesi halinde yüksek derecede kalori alımı gerçekleşir. Zira hesaplanırsa görülecektir ki, yarım su bardağı ay çekirdeğinde 375 kalori vardır. Bir de ayçekirdeğinin çeşitleri var piyasada... Az tuzlu, orta tuzlu, fazla tuzlu diye... Tuzlu ay çekirdeği tüketimi yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarının davetiyesini çıkartabilir.


B6 vitamini açısından zengin olan ayçekirdeğini fazla tüketirseniz el ve ayaklarınızda karıncalanmalar yaşayabilirsiniz. Aşırı miktarda ay çekirdeği yenmesi, ayrıca dişlerin zarar görmesine de neden olabilir.
Kıssadan hisse almak gerekirse; Ayçekirdeği küçük miktarlarda ve aşırı işlem görmemiş halde tüketilirse yarar sağlar. Abartmamalı, küçük porsiyonlar halinde yenmelidir. Abartmanız halinde ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabilirsiniz.

15 Mayıs 2018 Salı

Geleceğinizin Yazı Dizisi: Sağlıklı Hamilelik İçin Öneriler (1)

Merhaba değerli dostlarım,

Sağlıklı yaşam üzerine tavsiyeler vermek için illa ki doktor olmak gerekmez. Ben de buradan yola çıkarak gerek çevremden edindiğim, gerekse kendi yaşamımda sağladığım tecrübelerle takipçilerime bilgi paylaşımında bulunmaya çalışıyorum.

Bu yazı dizisini hazırlamaya başlamadan önce biraz düşündüm. Acaba bu konu beni alakadar ediyor mu? Yazarsam benimle çevrem dalga geçer mi? Yanlış anlarlar mı?... Sonra cevaplarımı buldum. Bu konu beni alakadar ediyor çünkü eşim ilerki zamanda anne adayı olabileceği gibi ben de bir baba adayı olacağım ve bu bana farklı sorumluluklar yükleyecek. 

İki bölümden oluşturmaya gayret ettiğim bu dizinin birinci bölümünde hamilelik öncesi dikkate değer hususlara değineceğim. İkinci bölüm daha çok "saha görevi" gibi algılanabilecek.

Bir kadın için bazen bir bazen de birden çok bebek sahibi olana dek büyük bir hayaldir anne olmak, hamile kalmak. Büyük bir heyecanı vardır o duygunun Sorumluluklarınız büyüktür, iki kişisinizdir. Bu bağlamda yapmanız gerekenlerle yapmamanız gerekenleri iyi bir dengeye ve plana oturtup süreci kendiniz ve eşiniz için, hatta çocuk için dahi kolaylaştırmanız gerekecektir. İşte bu bölümde biraz bunlara değineceğim.


Öncelikli olarak hamile kalmak için esnek ama fit bir kiloda olmakta yarar var. Bunun anahtarı da sağlıklı beslenmek ve aşırıya kaçmadan spor yapmaktır. Düzenli bir cinsel hayatınız olsun. Çünkü yeri geldiğinde bu da bir spordur.

Alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklarınız varsa bunları bırakın. Çünkü daha hamile kalmadan, ilerde çocuğunuza vereceğiniz genetiğinizi zararlı maddelerle beslemek istemezsiniz.

Sağlıklı bir hamilelik başlangıcı için size lazım olan ilk ekipman tabii ki sağlıklı bir erkeğin sağlıklı spermi olacaktır. Bu anlamda eşinizin de sizin kadar sağlıklı ve düzenli bir yaşamı tercih etmesine dikkat etmelisiniz. O da sağlıklı beslenmeli, gerekirse spor yapmalı, yaşamına dikkat etmeli, alkol ve sigara gibi zararlı maddelerden uzak durmalıdır.



Sıklıkla ve korunmasız halde gerçekleştirilen cinsel ilişki genellikle kadının en fazla bir sene içerisinde hamile kalmasını sağlayabilir. Haaa, o kadar deneme oldu ve hamile kalınamadı. Artık teknoloji gelişmiş vaziyette. Bir çok doğum uzmanı da kadınların hizmetinde. Hatta ve hatta herhangi bir sağlık kuruluşundan bile destek alınması mümkün olabiliyor. 



Yaş olarak da bazı kadınların ileri yaşta hamileliği tecrübe etmesi söz konusu olabiliyor. Sonuç olarak 20-30 yaş aralığında bir kadının hamileliği ile 30-40 yaş aralığındaki bir kadının hamileliğinin süreçleri farklılık gösterebilir. Yaşanan sorunlar, yaşanan sancılar vs vs gibi... Bu nedenle başta da dediğim gibi, geç yaşta hamilelik için o yaş aralığında hamilelik tecrübesi edinen bayanların yaşadıkları üzerine araştırma yapılması gerekebilir. Sonuçta bu bağlamda tedbir almak önemlidir.

Dizinin 2.bölümünde en uygun hamilelik şartları yaratmak konusunda diğer tavsiyelere erişebilirsiniz.






Geleceğinizin Yazı Dizisi: Sağlıklı Hamilelik İçin Öneriler (2)

Geldik dizimizin ikinci bölümüne. Burada hamile kalmak için lik dönemi üzerinde duracağım.
Hamile kalmak için uygun şartlar yaratmaktan bahsediyorduk. Biraz dönemsel konulardan da mevzu açmak gerekir. En uygun hamile kalma zamanı, kadınların her ay düzenli geçirdikleri dönem ve buna bağlı olarak -yumurtlama dönemi- dediğimiz zaman doğru hesaplanarak bulunabilir. Bu dönem hamilelik için en uygun dönemdir. Uzmanların tavsiyelerini okudum biraz. Öneriler aslında oldukça basit, dikkate değer bir kaç nokta var:

1. Yumurta bir kez sadece yaklaşık bir gün boyunca hayatta kalabiliri. Ama sperm bir hafta kadar yaşayabilmektedir. O yüzden yumurta ile birleşmesi için bir spermin sahip olduğu süre 6 gündür. Bunu aklınızda tutmaya çalışın.

2. Yumurtlama dönemine 1 ya da 2 gün kala cinsel birleşme gerçekleşirse gebe kalma olasılığı daha yüksek olacaktır. 

3. Genelde kadınlar 28 günde bir  "özel günler" döngüsüne girerler. Yumurtlama günü ise bu döngünün ortasında gerçekleşmektedir. Kadınlarda genelde 12 ila 14. günde görülen yumurtlama dönemi bazı kadınlarda farklılık gösterebilmektedir.

Hamilelik Belirtileri Üzerine... 
Bazı kadınlarda baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantı, şişkinlik, göğüslerde hassasiyet, hafif kramplar, yüzde çıkmaya başlayan akneler, artan duyarlılık gibi bazı belirtiler ortaya çıkabilir hamilelik döneminde... Ama dikkat edilmesi gereken bir husus vardır burada: Hamile kalmak için çabalayan kadınlarda psikolojik olarak da bu belirtiler baş gösterebilir. Bu nedenle işi sıkı tutun, evde de kolaylıkla yapabileceğiniz gebelik testlerine başvurun. 
Bazı konularda da dikkatli olmanızda fayda var:


  • Kahveden uzak durun... Çünkü kafein içeriyor. 
  • Eşiniz testislerini sıcağa maruz bırakmamalı... Çünkü bu durum sperm yoğunluğu ve kalitesini düşürüyor, doğal olarak da hamile kalmayı zorlaştırıyor.
  • Spor yapın ama yormayın kendinizi...
  • Hamile Kalmak İçin İlişkide Zamanlamaya önem verin. Cinsel ilişkiyi çok sık yaşamamakta da fayda vardır. Sperm birikimi açısından elbette...
  • Hamileliği kolaylaştıran herhangi bir gıda olmadığı gibi kolaylaştırdığı söylenen bitkisel çaylar içerdikleri koruyucu ve renklendirici maddelerden ötürü zarar vermektedir. Kaçınmanızı öneririm.
  • Stresten mutlaka uzaklaşın.
  • Vitamin ve demir hapları gibi alınan ilaçlar hamileliği zora sokan, sağlığı da o dönemde tehdit edebilecek ilaçlardır. Kullanmamanızı tavsiye ederim.

11 Mayıs 2018 Cuma

Japonya Eğitim Sistemi

Pek değerli okurlarım,
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, vakt-i zamanında çok güzel ve özlü sözlerle bizlere yol göstermişti. Herbiri birbirinden değerliydi, hala da öyle. Ancak "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözü ibretliktir.
Ben de bu sözden ve büyük saygı duyduğum Japon kültürüne saygımdan yola çıkarak bugün eğitim konusunda kısa bir anektod paylaşacağım.
Japonya’da her sene başında okul idaresi ve öğretmenler, öğrenci velilerine 18 maddeden oluşan bir liste göndermektedir. Japon kültürüne göre davranışın ve birtakım tutumların çok önemli olduğu aşikar... Bu davranış ve tutumları genellikle çocuk yaşta okul ortamı ve aile içinde öğreniyorlar. Öğretmenler tarafından velilere gönderilen davranış listesinde bakın neler var:
1) Birisi konuşurken dikkatli bir şekilde dinle.
2) İnsanlara selam ver, soruları açık bir şekilde ve duyulabilir bir sesle cevapla.
3) Sandalyede uygun bir şekilde otur.
4) Başkalarına ait olan eşyaların, sana ait olmadığını anla.
5) Ayakkabılarını çıkardıktan sonra düzenli bir şekilde yerine koy.
6) Giysilerinin temiz olduğundan ve kırışık olmadığından emin ol.
7) Masanı ve çevreni düzenli tut.
8) Gece erken yatmayı, sabah ise erken kalkmayı öğren ve bu sorumluluğa alış.
9) Kahvaltıyı önemse.
10) Dişlerini her zaman fırçala.
11) Asla yalan söyleme.
12) Kimseyi dışlama ve kimseye dışlanmış hissettirme.
13) Eğer birinin bir problemi varsa ona yardımcı ol.
14) Kimse hakkında kötü şeyler söyleme.
15) İnsanlarla iyi geçinmeyi, oynamayı ve bir şeyler öğrenmeyi alışkanlık haline getir.
16) Sadece tek başına oynama. Başkalarıyla da oynayabilecek kadar sıcakkanlı ol.
17) Hem doğada zaman geçirip rahatlamak, hem de daha fazla hareket etmek için dışarıda oyna.
18) Eğer hata yaptıysan büyük bir ciddiyetle özür dile.

10 Mayıs 2018 Perşembe

Papaz Eriği... Bilmediğimiz Faydaları

Merhaba değerli dostlarım,
Bugün biraz sağlık üzerine yazmak istedim. Bu ara mevsimi gelip de sofralarımıza düşmeye başlayan, TV karşısında tuz eşliğinde yemeye bayıldığımız "erik" hakkında bilmediğimiz birkaç noktayı sizlerle paylaşacağım.
C vitamini deposu olan yeşil eriğin faydalarını ben de pek bilmiyordum, meğersem saymakla bitmiyormuş. İşte en yaygın etkileri:
Ä°lgili resim- Sindirim sistemini çalıştırır. Düzenli çalışmasına yardımcı olur, kabızlığı önler. Sindirilebilir lif barındırdığı için bu anlamda oldukça faydalıdır. Gaz problemini önler.
- C deposu olduğu için doğal olarak bağışıklık sisteminin kuvvetli olmasını sağlar.
- Yazımın başında da bahsetmiştim. Tuzlu yediğimizde büyük zevk alıyoruz. Kütür kütür yediğimiz her erik, diş etlerimizin sağlığı açısından bize fayda sağlıyor. 
erik ile ilgili görsel sonucu- Vücutta kan üretimine katkı sağlar. Demir eksikliğini giderici etkisi olduğundan da her iki yönlü olarak anemi rahatsızlıklarında yardımcı rol oynadığı tespit edilmiştir.
- Kilo vermek için de erik tüketebilirsiniz. Erik yedikten sonra kan şekeri ortalama değerlerine ulaşır. Kan şekerinizin dengeli olması, ortalama değerlerini koruyor olması kilo  vermek açısından size fayda sağlayacaktır.
- Antioksidan deposudur ayrıca erik... 
- Erik tüketenlerin akciğer kanseri, öksürük ve astım gibi kronik akciğer sorunlarından uzak kaldığı araştırmalarca saptanmıştır.
ihtiyar ile ilgili görsel sonucu- Yaşlılarınıza erik hediye edin. Düzenli erik tüketen yaşlıların görme sorunlarına çözüm bulduğu yönünde bazı tespitler de sağlanmış durumdadır.

Ufak bir dipnot: "Herşeyin fazlası zarardır" lafını da hatırlatmalıyım. Zira, sindirim sistemine birebir gelen eriğin fazlaca tüketimi ishal gibi sıkıntılı rahatsızlıklara yol açabiliyor. Bununla birlikte tuzlu yemenin zevkine diyecek yok ancak aşırı tuzlu tüketim, alınan tuzun vücutta tutulmasına, tansiyon gibi rahatsızlıklara da davetiye çıkarabilir. Bu bakımdan dikkatli ve düzenli tüketim önem arzeder.

8 Mayıs 2018 Salı

Cinsel Yaşamın Faydaları Saymakla Biter mi?

Merhaba değerli dostlarım;
Toplum olarak yıllarca tabularımızın esiri olduk. Çocuklarımızı bu tabular doğrultusunda yetiştirdik ama yanlışlarımız vardı, göremedik. Erkek çocuklarımıza "hadi oğlum göster amcana pipini" derken, kız evlatlarımıza "o saatte senin dışarda ne işin var, adam gibi giyin, kapa şu bacaklarını" tavrılarımızı sürdürdük. Cinselliği hep "ayıp birşeymiş" gibi anlattık.
Ä°lgili resimAma aslında hepsinin yanlış olduğunu şimdi şimdi görüyoruz. Bunca çocuk tecavüzü, bunca kadına şiddet, cinsel istismar haberi yoğunlukla belki de geçmişten gelen bastırılmış duygularımızın birer dışa vurumu oldu. Gerçi "biz" diyorum ama vakaları gördükçe bizim gibi eğitimini düzgün tamamlamış insanlardan bu tarz saçma hareketler çıkmadığı da net biçimde ortaya çıkıyor. Davranış bozuklukları oluşan belli bir kesim insanı, geçmişte bastırdığı duyguları, mevcut ortamın da kendisine tanıdığı gerek sosyal gerekse hukuki boşluklarla meydana gelebiliyor.
Neyse konuyu çok da dağıtmadan, tabu olarak nitelendirdiğimiz ama bazen açıkça da konuşabilmemiz gerektiğini düşündüğüm bir konu üzerine faydalardan bahsedeceğim; Cinsellik üzerine.
Cinsel yaşantının faydaları oldukça fazladır aslında. İlk bakışta anlamamız gereken ciddi sağlık problemlerinin azalmasında büyük rol oynadığıdır seksin. Düzenli cinsel yaşantısı olan bir kadın ve erkeğin beden yaşı, her zaman kimlik yaşından küçüktür. Sağlıklı ve düzenli bir cinsel yaşam, kalp hastalıkları ve kanser riskini azaltır. Seks esnasında mutluluk hormonu salgılandığı ve fazlasıyla efor sarf edildiği için cinsellik yerini güzel bir uykuya bırakır. Uyku problemi çeken çiftler için düzenli seks fayda sağlayabilir. 
Uzmanlar haftada 2-3 kez birliktelik sağlanması halinde bağışıklık sistemimizin büyük oranda toparlayacağını ifade ediyor. Mutluluk hormonu sayesinde migren, damarsal, baş ve eklem ağrılarında azalma kaydedilir. Doğal ağrı kesici diyebiliriz yani. Erkekler bakımından testosteron hormonu salgılandığında kemiklerin güçlenmesi sağlanır. Biz erkeklerde ilerleyen yaşlarda görülmesi muhtemel bir tehlike vardır; Prostat... Düzenli seks prostat kanseri riskini de en aza indirger.
Kadın okuyucularım için farklı bir bilgi de paylaşmayı uygun görüyorum. Kadınların her ay yaşadıkları düzenli dönemler vardır. Bu dönemlerdeki ağrıların azaltılması bakımından yine doktorlarca düzenli seks tavsiye edilir. Sancıların azalması bu dönemde büyük önem taşımaktadır çünkü. 
Seksin bir diğer güzel faydası da kan akışında iyileşme sağlamasıdır. Yani dolaşım sistemimiz düzenlenmiş olur. Bu iyi bir cilt, iyi bir hücre yapısı anlamına gelir. Psikolojik anlamda destek niteliğinde de faydası vardır düzenli seksin. Araştırmalar, yoga etkisi yarattığı konusunda bilgiler vermektedir. 

Kıssadan ufak bir hisse... Yıllarca bazı şeylerden kaçtık, sanki kendimizi birşeylerden korumak için yaptık ama bu doğru bir yaklaşım olmadı. Belki de bu yazıyı okuduktan sonra "bu adam ne demeye getiriyor?" diye düşünenleriniz, soranlarınız bile olacaktır. Ama varsın olsun, böyle düşünenler de çıksa can sağlığı olsun derim. Zira herşeyin başı sağlık ve bu sağlığı sağlayacak her konuda yazmaya devam edeceğim.

Ali Usta mı Celal Usta mı? Yoksa Bayramoğlu Döner mi?

Döner severler için yazıyorum bugün... 

Herkesin iskender ve dönerle tanışma hikayesi vardır kendince; benimkisi çok küçükken rahmetli anneannemin kardeşini Bursa'da ziyaret etmemizle vukuu buldu mesela. Kendisi, bizi Bursa'nın meşhur iskender restoranlarından birinde ağırlamıştı. O zamanlar "salçalı et" derdim, belli bir yaşa gelinceye kadar da anne ve babama hep böyle tutturdum.

"Bant usulü" veya "kıyma döneri" dediğimiz üretimi bir kenara bırakırsak, son yıllarda damak zevkimize hitap eden kalburüstü 3 yer üzerine bir karşılaştırma yapmak istiyorum. Buna göre fayda-fiyat endeksini birlikte tespit ediyor olacağız.

Favori: "Dönerci Ali Usta"...

dönerci ali usta ile ilgili görsel sonucuDönerci Ali Usta'nın dönerine diyeceğimiz yok. Bence laf da söylersek allah çarpar zaten. Etini, kendi üretim çiftliğinde beslediği hayvanlarından temin ediyor. Masaya ilk oturduğunuzda kişi başı salatanız takdim ediliyor. Tercihinize göre pilavüstü döner, sade döner porsiyon, iskender ve dürüm seçeneklerini size sunuyor. İskender için kullanılan sos biraz yağlı olsa da lezzet bakımından ilk sırayı alır. Personellerin ilgisi de oldukça yoğun. Taleplerinize hemen cevap veriyorlar. Fiyatlara gelince, bu kalitede bir et için ortalama değerler diyebilirim. "Biraz yüksek" tabiri haksızlık olurdu. Zira piyasada "kıyma ve bant usulü üretim döneri" sunanların 18-22 TL aralığını kullandığını düşünürsek Ali Usta ucuza bile satıyor olabilir. Tüm durumları göz önüne aldığımda 5 üzerinden 4,5 puanı hak görüyorum Ali Usta'ya...


Plase: "Dönerci Celal Usta"...

dönerci celal usta ile ilgili görsel sonucuCelal Usta'ya ilk kez bundan 3 yıl önce Kartal'daki şubesinde gitmiştim. Ali Usta'dan sonra aynı lezzeti alabilir miyim diye düşünsem de bazen açlık ağır basabiliyor. Bana sorarsanız tüm şubelerinde durum aynı olabilir. Lezzet bakımından Ali Usta'nın lezzetine yakın bir kıvamı yakalamış durumda Celal Usta. Sadece Ali Usta'da olduğu gibi İskender için kullanılan sosun "biraz fazla" yağlı olması yine bir handikap oluşturuyor. Bununla birlikte görsel düzen ve özene baktığımda Celal Usta'nın aynı kaliteyi yakalayamadığını söyleyebilirim. Kaldı ki son deneyimimizde Ümraniye'de bulunan şubelerinde de aynı kanıya varınca Ali Usta'yı ilk sıradan indiremiyorum. Personel ilgisi bakımından güleryüzlü ve ilgili olsalar da ortaya tek salata gelmesi biraz garibime gitti. Belki de Ali Usta alışkanlığındandır. Fiyata gelince, her nasılsa aynı menüye Ali Usta'da 55 TL verirken, Celal Usta'da 61 TL ödeme yaptık. Yine bir gurme olarak bu değişkenleri dikkate alırsam vereceğim puan 5 üzerinden 3,5...

Sürpriz.... "Bayramoğlu Döner"...  

bayramoÄŸlu döner ile ilgili görsel sonucuGelelim son adayımıza... Bayramoğlu Döner ile tanışıklığım sadece birkaç yıla dayanıyor. Dayım her yerde et yemez, bir gün sohbetimiz esnasında Kavacık'ta böyle bir yerin açıldığını söyleyince yine bir gurme edasıyla üşenmeden kalktım, Kavacık'ın yolunu tuttum. Kapıda izdiham... Dedim herhalde döner bedava satılıyor. Lafı uzatmayayım, sıram gelince kapıda karşılayan garsonlar size yer gösteriyor. Güleryüzlüler ve her gittiğim yerde ilk baktığım şey bu zaten. Oturur oturmaz önünüze basit bir salata geliyor ama zeytinyağı ve nar ekşisi eşliğinde açlığınızı güzel alıyor. Kekik de öyle bildiğiniz toz halde değil, tomurcuk olarak masanıza getiriliyor. Lavaşı çıtır çıtır, eğer öyle seviyorsanız tabii. Taşfırın yanığı tadını alabiliyorsunuz. Yemeği de çok beklemiyorsunuz, kalabalığın durumuna göre 5-10 dakika içinde bile gelebiliyor. Dedim ya, ilgi yoğun, cevap hızlı... Bu mekanın tek handikapı, iskender sunmuyor olması... Varsın o da olmasın. Pilavsever biri olarak pilavüstü döner tercih ediyorum her gittiğimde. Mekan kaliteli durmasa da dönerci de bunu aramayabilirsiniz, ama temizlik şarttır. Bu da Bayramoğlu Döner'de mevcut. Fiyat bakımından 2 kişilik döner-içecek menüde ödediğimiz 50-55 TL'lik tutar bize ortalama geliyor. Bana göre, Ali Usta'nın tahtı sallanabilir. Yolunuz Kavacık'a düşerse, uğramadan geçmeyin derim. 

kekik ile ilgili görsel sonucu

4 Mayıs 2018 Cuma

Cipslerinin Zararları

Başka bir yazıyla herkese merhaba,
90'lı yıllarda "Tombi" vardı. O dönemde çocukluğunun en güzel yıllarını yaşamış bir nesil bu ismi iyi bilir. O zamanlarda kilo alma, kolesterol derdimiz yoktu. Deli gibi paketleri açar yerdik. Zararlarını bilmezdik bile. 
Ä°lgili resimZaman geçtikçe farkettik ki aslında "Cips" oldukça zararlı birşey. Teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla, zararın a daha fazla vakıf olduk. Şimdi biraz bu zararları iredeleyeceğim hepimizin sağlığı için.
Öncelikle, bu cipsler aşırı derecede tuz barındırıyor bünyelerinde. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2015 yılında bazı veriler yayınlamıştı. Buna göre, yetişkin bir insan, 1 günde en fazla 6 gram tuz almalıydı. 6 gram ve üzerinde tuz edinimi, hipertansiyon ve ilerki yaşlarda ciddi kalp rahatsızlıklarının tetikleyicisi olarak karşımıza çıkabiliyor. Bunun yanında vücutta iyot dengesini de gözetmek lazım. Bu yüzden de 6 gramın altında tuz tüketimi yapılmaması da önem arzediyor.

Bir diğer açıdan duruma bakarsak, cipslerin trans yağlar ile yapıldığını görüyoruz. Ki gelişmiş ülkelerin tamamında (Bahsim Almanya, İngiltere, Fransa ve İsviçre gibi ülkeler) bu yağlar yasaklanmış veya büyük oranda kısıtlanmış durumdadır. Trans yağ kanımızda bulunan “”HDL” adı verilen iyi kolesterolü düşürürken, “LDL”  adı verilen kötü kolesterolün artmasına neden oluyor. Bu durum kalp krizi riskini artırıyor. Trans yağ arter damarlarının daralmasına ve sertleşmesine neden olur. Ayrıca alzheimer, kanser, diyabet, obezite, karaciğer bozukluğu, kadında kısırlık ve depresyon gibi sağlık açısından birçok tehlikeye de davetiye çıkarıyor.
Ä°lgili resim
Cipsin zararlarının en önemli noktalarından biri de, bu tarz ürünlerin genelde akşam saatlerinde veya gece saatlerinde tüketilmesi. Aynen ben de bunu yapıyordum. Vücudun dinlenmeye hazırlandığı bu saatlerde, cips yenmesi suretiyle vücuda tam bir yağ ve tuz pompalıyoruz. Doğal olarak vücudun tüm dengesi, en hassas olması gereken saatlerde, bu tuz ve yağı sindirmek için alt üst oluyor. Bu durum ilerleyen zamanda kalp krizi ve kanser riskini ciddi oranda arttırıyor.


2 Mayıs 2018 Çarşamba

Testi Kebabı Hazırlıyoruz

Merhaba değerli dostlarım,

Geçtiğimiz hafta kış iznimizi Kapadokya'da geçirmiştik. Hatta buradaki deneyimlerimize ilişkin olarak da gerek geçmişte yazdığım gerekse geçtiğimiz haftaya ilişkin yazımda detay ve yararlı bilgiler vermiştim. Son yazımda bahsettiğim üğzere, Testi kebabının tarifi ve İstanbul'da bunu nasıl yaparımı size anlatmak istedim.

Testi kebabı, Kapadokya'nın dolayısıyla da Nevşehir'in en önemli yöresel lezzeti konumunda. Yapılışı göründüğünden daha kolay. Öncelikle malzemelerimizi toparlayalım, sonrasında yapılışını bir de benden dinleyin: 

Ä°lgili resim
  • 1 adet testi (çömlek de kullanabilirsiniz.)
  • Kuşbaşı dana et
  • Domates
  • Sarımsak
  • Sivri biber
  • Sıvı yağ
  • Tuz
  • Karabiber
  • Kimyon
  • Orta kıvamda hazırlanan hamur

Testi kebabı için ufak bir ateşe ihtiyacınız olabilir. Bunun için mangal ateşi idealdir mesela. Sıvı yağ ve dana etini (kuşbaşı), testinin içine yerleştirin. Kaşık kullanmanız tavsiye ediyorum zira testi yada çömleğin ağpzı biraz dar olabilir. Sonra bu testiyi önceden hazır hale getirdiğiniz köz halindeki ateşin ortasına güzelce gömün, etin pişmesini sağlayın.

Etin suyu çekilip kavrulmaya başladığında, domates, sarımsak, sivri biber, tuz ve karabiberi ekleyin. Testinin ağzına bir bez koyun ve yine daha önceden hazırladığınız orta kıvamdaki hamurla aynı ağzı iyice kapatın. Hamurun ortasında küçük bir delik açmayı unutmayın ama Bu haliyle testiyi köz ateş gömün. Yaklaşık 2 saat ateşte bekletilebilir. Ama iyi pişerse 20-25 dakika da yeterlidir. Bu zaman zarfında kebabın dengeli pişmesini sağlamak için arada testiyi sallayın. Testinin içinde bulunan malzemenin piştiği, üzerindeki hamurun pişmesinden anlaşılabilir ancak.

TESTİ KEBABI ile ilgili görsel sonucu

Daha sonra testiyi ateşten alarak 20 dakika dinlendirdikten sonra servis yapmak için testinin ağzında sıvalı olan hamuru çıkartın. Üzerine kimyon, karabiber gibi baharatları serptikten sonra da servis edin.

AFİYET BAL ve ŞEKER OLSUN

Kapadokya Sadece Ürgüp Değildir

Merhaba arkadaşlarım,

Yaklaşık 10-12 gündür İstanbul dışındaydım. Bu periyodda 3 günümüzü eşimle Kapadokya turuna ayırdık. Kapadokya'ya ilişkin olarak genel bir düşüncem vardı ve halen aynı düşünceyi savunuyorum. "Kapadokya, sadece Ürgüp değildir."

Daha önceki yazımdan, Kapadokya izlenimlerime ulaşabilirsiniz. Ben bugün sizlere Kapadokya'da gidilebilecek restoran önerilerinden bahsetmek istiyorum. Bunu yaparken herhangi bir sıralama yapmayacağım. Zira, bazı mekanlar kaliteli olsa da lezzet beklentilerinizi karşılamayacağı gibi, bazı mekanlarda da sunum ve lezzet ters orantılı görünüyor olacak. "Salaş" diyeceksiniz, ama belki de yeniden gitseniz bir kez daha ziyaret edeceksiniz. Gelin hep birlikte bir kaç mekanı irdeleyelim.

OLD CAPADOCİA RESTAURANT (Göreme)

Ä°lgili resim

Ä°lgili resim
Lafı hiç uzatıp şöyle böyle demeyeceğim. Bu restorana gönül rahatlığıyla girebilirsiniz. Kapadokya'nın yöresel lezzeti olan testi kebabı için Tripadvisor vs gibi öneri sayfaları farklı mekanlar gösterebilir. Ancak lezzetin burada denenmesini de tavsiye ederim ben. Lezzet ve fiyat endeksi açısından tavsiye listemdedir. 33 TL'lik testi kebabının aynısını başka yerde 70 TL'ye yemek istemezsiniz. Sunumu da oldukça hoşumuza gitti.

Mekan son derece otantik bir havayla restore edilmiş. Yemek yerken bu durum sizi içine çekiyor. Ayrıca hoşumuza giden bir başka husus, mekanın hemen yan tarafında camekan ile mutfaklarının halka şeffaf biçimde gösteriliyor olması. Temiz iş yapıyorlar. Çalışanları ilgili ve güleryüzlü. Hizmet hızı ise ortalama derecede... Kapadokya'ya gittiğinizde testi kebabı yemek isterseniz, bazı mekanlar size 2-3 saat önceden sipariş verip sonra mekana gelmenizi tavsiye ediyor. Ama buna çok da gerek görmedik. Açlık zaman beklemez derim hep, Old Cappadocia, size en geç 20 dakika içerisinde bu hizmeti sunabiliyor.

testi kebabı ile ilgili görsel sonucu


MİLLOCAL RESTAURANT (Uçhisar)

millocal restaurant ile ilgili görsel sonucu

Bu mekan aslında bir otelin restoranı... Kısaca anlatmak gerekirse, Kapadokya'daki son akşamımızı diğer yerlere göre daha kaliteli bir restoranda yemek yiyerek geçirmek istedik. Bazı öneri ve yorumlar kötüyken bazıları son derece iyiydi. Mekana ilk girdiğinizde buranın belki de Kapadokya'da bulunan oteller arasında en iyilerinden biri olduğuna kanaat getiriyorsunuz. Bunda da haklı olabilirsiniz, zira restorasyon yapısı, manzarası, hakim konumu sizi etkisi altına alıyor. Yemek olarak ızgara köfte, kızarmış patates ve Spagetti Bolognese talep ettik. İstanbul'da bulunduğumuz birçok mekandaki fiyatlara göre tabii ki daha yüksekti fiyatları. Kaliteyle ters olarak hizmetin biraz yavaş ve eksik olduğunu söyleyebilirim. Zira siz talep etmeden masaya tuz-karabiber gibi olması gereken unsurlar getirilmiyor.

Yemeklerimiz geldikten sonra baktım ki benim gibi zayıf bir adam bile bu porsiyonla doymayacak. Yöresel pideye sarıldık. Tahminen 2 pidenin 1,5'uğunu ben tüketmişimdir doyabilmek için. Izgara köfte porsiyonu bana göre yerindeydi ve doyurucuydu. Ancak gelen patates kızartması soğuktu, sağolsunlar değiştirdiler.

Çok uzatmayacağım, yemeği tamamladıktan sonra mekanda çok vakit kaybetmek istemedik. Hesabı istedik, kalktık. Çıkışta rezervasyon için telefonda teyitleştiğimiz ve sonradan mekanın sahibi olduğunu öğrendiğimiz Alper Bey ile karşılaştık. Son derece beyefendi, kibar tavırlarıyla memnun kalıp kalmadığımızı sordu. Ben biraz açık kart adamıyımdır, bilenler bilir. Lafımı çok sakınmam, bu nedenle de çok da sevilmeyebilirim. Alper Bey'e porsiyonlarının küçük olduğunu, pideyle doyabildiğimi iletince mekandan mutlu ayrılmamız için jestini yaptı; restorana özel tatlılarından ikramda bulundu. Biz tercih olarak Suffle ve Armut Tatlısı tercih ettik. Çok da beğendik. 


Fayda-Fiyat endeksi bakımından vasatta kaldığını düşünsek de ziyaret edilebilecek bir mekan olduğunu söyleyebiliriz. 

MEYDAN CAFE (Göreme)


Nurten Abla'dan bahsetmeden geçmek doğru olmaz. Göreme'de dolaşırken her öğün dolu dolu yemek yemeyi öngörmüyorsunuz. Yani sabah dolu bir kahvaltı edeyim, öğlen kebap yiyeyim, akşam da bir testi kebabı patlatayım denmiyor. Gündüzleri dolaşırken ayaküstü hafif birşeyler yemeyi tercih ediyorsunuz. İşte tam da öyle bir anda karşımıza "Meydan Cafe" çıktı Göreme'de. Burası ufak bir cafe. Çeşidi fazla da değil ama belki de işin güzel tarafı budur. Sosisli sandviç, tost, gözleme, spagetti vb tercihlerinizde Nurten Abla sizin için uygun bir seçenek olabilir. Hem sohbeti de oldukça samimi ve koyu. Sohbet esnasında aynı mekanı daha önce hediyelik eşya için kullandığını ama artık yeme-içme olayına girmek istediğini öğrendik. Bence doğru da bir seçenek olmuş aslında, çünkü Ürgüp, Göreme, Uçhisar gibi turistik noktalarda gezerken daha fazla yemek seçeneği olması gerektiğine inanıyoruz. 

CAPPADOCİA PİDE HOUSE (Göreme)

Ä°lgili resim

Herkes herşeyi sevmeyebilir ama pide yoğunlukla sevilen bir yiyecektir Türk halkı bakımından. Kapadokya'da yılın bu mevsiminde biz yerli turistler dışında Çinli ve Koreliler de yoğun biçimde ziyaret ediyorlar. Onlar da bizim lezzetlerimizi merak ediyorlar. Hep beraber girdik biz de Cappadocia Pide House'a... Çeşit bakımından her tür pideyi size sunuyorlar. Fiyatları da cazip. Pahalı olabileceğini düşünüyorsunuz ama ortalama bir fiyat sunuyorlar size. Lezzete gelince daha iyi bir et tercih edilebilir, ama lezzetten öte ilk etapta benim dikkatimi her zaman hizmet kalitesi ve güleryüz çeker. Bunları bulduğumda çok da şikayetçi olmam. Kapadokya'ya gidiyorsanız, bir öğününüzde buraya uğrayabilirsiniz.


ZİGGY RESTAURANT (Ürgüp)

ziggy kapadokya ile ilgili görsel sonucu

İstanbul'dan gidenler genelde Kapadokya'da nerede ne yenire bakar. Ziggy daha önce duyduğum ancak ziyaret etmediğim bir yerdi. Genel anlamda yemek kalitesi ve sunumunu başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Konumu, teras manzarası çok hoş ve tabi ki yemekleri cok lezzetli. Özellikle meze menüsünü denemekte yarar var. Denemedik ama damla sakızlı muhallebisini de tavsiyeler arasında okumuştum. Fiyatlar turistik bölge olmasından kaynaklı olarak uygun değil. Yaprak ciğerini mutlaka tadın. Rezervasyonsuz da gidilse oldukça sıcak karşılanıyorsunuz. Ürgüp çok hareketli bir bölge, akşam yemeğini sakin ama iyi bir yerde yemek isterseniz buraya uğrayabilirsiniz. Ayrıca menüsü herkese hitap ediyor.

Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...