20 Haziran 2012 Çarşamba

You Have To Drink Carefully In The US Borders...

Blog'un Bir Önceki Bölümünde .... : Houston'a inene kadar Las Vegas'ta yaşadığım maceralardan bahsetmiştim :) 

... Teyzemin ilk işi, kalan 12 günü geçireceğim odama yerleşmeme yardım etmek oldu. Hep filmlerden örnekler veriyorum ama bakıldığında önünde bir veya iki arabalık park ve yeşil alanı olan bir evdi teyzemin evi ve yanında uzanan evlerin tamamı aynı mimariye sahipti. Teyzeme komşularını sorduğumda sırasıyla Meksikalı, Kübalı ve bilumum Güney Amerikalı tayfasının kendisine komşuluk ettiğinden bahsetti. Bunlar bana epey ilginç geliyordu, gerçekten de bu ülkede her milletten her dinden ve ırktan insan yan yana yaşayabiliyor. Kavgasız, gürültüsüz.
Teyzem kendisini ziyarete gelirken her hava koşuluna uygun kıyafeti yanımda bulundurmam gerektiğini tembihlemişti ve eklemişti:
-      Houston’ın havası İstanbul’un havasına benzer…
Gerçekten de o El Nino vari hareketler gitmiş, yerini yaklaşık yarım saat içersinde güneşli ve ortalama 38-39 derecelik sıcaklıkta bir hava almıştı. Bu da zaten teyzemin bana etrafı tanıtma konusunda beklediği fırsattı. İlk durağımız Ermeni kökenli Amerikalı bir çiftin işletmekte olduğu süpermarketti.

Burası tipik doğu kültürünü yansıtan bir marketti. Teyzem lahmacun isteyip istemediğimi sorunca da şaşırmıştım açıkçası. Çünkü ben hamburger, pizza ve benzeri gıdalarla beslenmeyi beklerken kendi kültürümden yemeklerle karşılaşmayı çok düşünmemiştim. Kaldı ki zaten beklediğim gibi de değillerdi. Türk kültürünü yansıtan yemeklerin tamamı dondurulmuş ve folyolanmış vaziyette satılmaktaydı burada. O bizim alışık olduğumuz ve tadına doyamamamıza neden olan kömür ateşinde pişirildiği şekliyle anında yediğimiz gibi değildi tabi ki.
Teyzemin planıysa bana farklı damak tatlarını tattırmaktı. Bunun için kuzenler de hazırdı açıkçası. Akşam saatlerinde kuzenlerim eve geldiler; bir İran restoranında yer ayırttıklarını, burada bana İranlılara has kebaplardan yedireceklerini söylediler. Açıkçası, kebap denince hepimizin, siz okurların bile iştahları kabarmıştır. Benim de aynen öyle oldu zaten. Hemen üzerimi değiştirdim, kendimi koşar adımlarla evden dışarı attım. Yaklaşık 15 dakika sonra restorana girdik. Ben daha otantik bir mekan bekliyordum, modern ama o doğu otantizmini yaşatan bir ambiyans söz konusuydu. Doğrusu kebapları da oldukça lezzetliydi. Ama ben nerden bilebilirdim ki bu yediklerimin saatler sonra midemden bir hamlede çıkacağını J
Kuzenlerim biraz fırlamadır benim, tutturdular “seni Amerikan Pub’larına sokacağız, beraber bir şeyler içeceğiz” diye. Bana da uyardı bu, sonuçta İstanbul’da gece dışarı arabamla çıkarım. Dolayısıyla alkol alma şansım olmaz ama bu, bulunmaz da bir fırsattı, dilediğim gibi içebilecek, kafayı araya araya bulabilecektim. Benim kafayı bulma sürecim belli, herkes de bilir gerçi, üç şişe bira veya 3 duble rakı beni güzel hale getirir, zaten güzel adamımdır kimi zaman ama bu iki ölçü birbirine üç aşağı beş yukarı denktir bünyemde. Benim de o gece planım, duble rakı bulamayacağım için o seviyeye gelene kadar birayı mideye indirmekti.
Town Center dedikleri şehir merkezinde sırasıyla üç bara girdik. İlki, tam Texas’lılara has klasik bir Amerikan Barıydı. Kadınlar ve erkekler içeride kolkola dans etmekte ve geleneksel danslarını icra etmekteydiler. Yanımıza kuzenlerin üniversite ve iş arkadaşları da katıldı. Kalabalık bir ekip halinde o barda bir iki saat eğlendiğimizi hatırlıyorum.

Ama asıl konu, gittiğimiz diğer barda gerçekleşecekti. Bu bar, daha çok bir disko görünümünde gece kulübüydü. Güzel kızların, bunlar olunca doğal olarak yakışıklı erkeklerin rağbet ettiği Houston’ın en matah barlarından biriymiş kuzenin söylediğine göre. Daha önce uğradığımız barda zaten iki şişe bira içtiğimden kotam ufak ufak dolmak üzereydi ve ben bu diskonun ortasında sadece kafayı bulmam için tek bira hakkım kaldığının farkındaydım. Ama kuzenlerin planı çok daha başkaydı. Ben tek bir bira alıp bir köşeye çekilerek insanları seyretmeye koyulmuşken kuzen bir arkadaşını benim yanıma yollamış. Bunu da daha sonradan kendisi söyledi. Kız elinde Tekila Shot bardağıyla yanıma sokulunca önce bir hoşuma gitti, “demek ki” dedim “hala bir albenim var, burada da güzel bir kız beni buldu”. Bir yandan da şüpheci tarafım beni dürtüyordu, kafam bulanık olmasına rağmen. “acaba bu içkide ilaç var mıdır, tanımadığım bir ülke, tanımadığım bir kız, elinde içkiyle muhabbete geliyor, amacı ne yavrum bunun?”. Sonra gözüm barda arkadaşlarıyla takılan büyük kuzene takıldı. Bana kaşıyla “keyfine bak” işareti yapınca durumun farkında olduklarını anlar gibi oldum. Kız bardağı bana uzatıp tek dikişte içeceğimi anlattı, hayatımda Tekila içmemiştim ve nasıl içilmesi gerektiğini de bilmiyordum işin gerçeği. Kızın rehberliğinde bir dikişte içkiyi mideme indirdim. Ama o indirme daha saniyesinde etkisini göstermeye başladı. Midem alev alev yanıyor ve bulanıyordu. Kız bana bir şeyler anlatıyordu ama ne onun anlattıklarını anlayacak ne de cevap verecek durumdaydım. Bir ara kızın midemin bulanıp bulanmadığını sorduğunu hatırlıyorum, başımla onaylayıcı bir hareket yaptım. Bulantı devam ederken bir de baş dönmesi başlayınca gecenin bana zehir olacağı artık gün gibi ortaya çıkmıştı. Kız koluma girerek beni bir kanepeye oturttu, onu hatırlıyorum; güldüğünü hissediyor ve görüyordum ama öyle dönüyordu ki başım, cevap veremediğim gibi durumumu anlatacak İngilizce cümleleri dahi kuramıyordum.
Çare belliydi, temiz havaya çıkılmalı, midede ne varsa boşaltılmalıydı. Ama bunu yapacak durumda da değildim. Yanımdaki bu sarışın kızdan yardım istedim beni dışarı çıkarması için. O anda gözümün önünde bir flaş patladı. Ne patlaması olduğundan kısa süre sonra bahsedeceğim ama hala midem bulanıyor. Neyse, kız koluma girdi, birlikte diskonun otoparkına çıktık. Herkes dışarıdaydı. Kimisi arabasının içinde içiyor kimisi kız arkadaşıyla öpüşüyor, bir yandan da polis devriyesi dolaşıyordu. O da beni tedirgin etmişti elbette. Bilmediğim bu yerde başımın bir de polisle derde girmesini istemiyordum J Birden midemdeki her şeyin ağzıma kadar geldiği hissettim ve o anda yüzümü hemen yanı başımızdaki ağacın dibine çevirdim ve oracıkta midemde ne varsa boşalttım. Sırtımı döndüğümde kız gitmiş yerine kuzenlerim gelmişti. Gülüyorlardı, durum bana iğrenç geldiği kadar komikti de. Ama gecenin en azından benim için sona erdiği açıktı. Beni eve bırakmalarını ve geceye bensiz devam etmelerini istediğimi söyledim. Beni kırmadılar ve kendileri de bu eğlenceli, eğlenceli olduğu kadar mide bulandırıcı geceyi kendileri için de sonlandırdılar. Arabayla eve geçişimizi, yatağa nasıl girdiğimi hatırlamıyorum. Sabah kalktığımdaysa salonda kahvaltı masasında kuzen, teyzeme gecenin tek hatırasını gösteriyordu.
O sarışın kızın beni dışarı çıkartırken gözümün önünde patlayan ışık, kuzenin fotoğraf makinesinin flaşıydı. Dikkatli baktığımda, bana son derece güzel görünen sarışın kızın, aslında benden yaşça büyük ve makyaj güzeli bir hatun olduğunu görünce şaşkınlığım bir kat daha artmıştı.  

   

1 yorum:

Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...