1 Temmuz 2012 Pazar

Yeniköy Kasabı İle "Sarı Kırmızı" Şampiyonluğa Koşanlar...

Bu akşam Sapanca'dan erkenden yola çıktım, İspanya-İtalya Avrupa Futbol Şampiyonası finalini seyretmek uğruna... Haftasonunun o sporla dolu, huzurla dolu atmosferini bırakıp, bir de Pazartesi sendromu yaşama gerginliği altında yeniden İstanbul'a dönmek her ne kadar benim için zulme bilet ayırtmak olsa da çaresiz 1,5 saatlik yolun çekilmesi gerekiyordu malesef... Eniştem de sağolsun, finali seyrederken bana sucuk ekmek davetinde bulununca, haftasonunu keyifli bir şekilde bitirmek adına bu daveti kabul ettim ben de...

8 Haziran'dan bu yana oynanan maçlara bakınca elemelerde tek bir mağlubiyet almayan Alman'ların kupayı da kaldıracağı yönünde genel bir kanı vardı ve ben de buna riayet edenlerdendim. Şampiyona boyunca son Avrupa ve Dünya Şampiyonu İspanya ve Panzerler dışında başka hiçbir takıma şans tanınmamakla birlikte, bazı sürprizlerin yaşanması bekleniyordu. Almanlar ve İspanyolların favori olduğu bu şampiyonada büyük umut bağladığım İsveç ve Hollanda'nın daha grup maçlarındaki şanssızlıkları beni şaşırtmıştı; ev sahibi takımların da şampiyonanın sonucuna herhangi bir etkisi olacağını da düşünmediğimden, herkes gibi ben de olası Almanya - İspanya finalini beklemeye koyulmuştum. İngiltere ve Fransa gibi kalburüstü takımların çeyrek final maçlarındaki olumsuz futbollarını da görünce, geriye zaten bu final olasılığı kalmaktaydı. Ama 2006 Dünya Şampiyonu İtalya'yı herkes ihtimaller dışında tutuyordu.

Grup maçlarında İspanya ve Hırvatistan maçlarındaki performansları, İtalya'nın final, olmadı yarı final bileti alacağının bir göstergesiydi aslında... Ama kimse Almanya - İtalya eşleşmesinde kendilerine o şansı tanımıyordu. İşte o İtalya dün gece son şampiyonun ve kendisinden sonra Dünya Şampiyonu unvanını kazanan İspanya'nın rakibi olmuştu, hem de Panzerleri Balotelli'nin attığı iki şık golle geçerek...


İşte tam bu noktada İtalyanlar'ın finale renk katacağını düşünmeye başladık. Ama tabi ki rakip de pas trafiği ve yüzdesi oldukça yüksek, orta sahası dünyanın en iyi iki kulübünün (Barcelona - Real Madrid) orta sahasından kurulu İspanya olunca finalin bol gollü geçeceği de beklenmeliydi. Nitekim de öyle oldu. Kısacası ben Balotelli gibi hırçın, karaboğa tarzı bir forvetin bu finale adını yazdıracağını düşünüyordum ama işler maç esnasında zaten İtalyanlar için iyi gitmedi.


Maçın henüz 14.dakikasında David Silva'nın mükemmel kafa golüyle ilk şoku yaşayan İtalyanlar, İspanya'nın en iyi orta sahalarından Xavi Hernandez'in Pirlo'yu kilitlemesiyle iyice hücum organizasyonu yapamaz hale geldiler. İşte o dakikalarda eniştemle, İspanya'nın attığı golden sonra maçı uyutma noktasına getireceğini düşünürken, matadorlar Jordi Alba ile 2-0'ı yakaladı. İlk yarının bu skorla kapanması elbette ki maçın ikinci yarısında İtalyanlar'ın saldıracağının ve maçın daha hareketli geçebileceğinin göstergesi olacaktı. Hiç de öyle olmadı halbuki.

İtalya'nın teknik patronu, ikinci yarıya 2. bir oyuncu değişikliğiyle başladı ama o da bilemezdi bazı tersliklerin arka arkaya gelebileceğini... Kaldı ki soyunma odasına zaten 2-0 mağlup gitmişlerdi, daha nasıl bir problem yaşanabilirdi ki ? Oyunda pasif kalan Pirlo'nun boşluğunu Montolivo'nun doldurabileceğini düşünen İtalyan teknik adam, maça onunla başlayarak da ne büyük hata yaptığını düşünüyor olabilir şu an... Onun yerine daha önce İspanya'da da top koşturan Thiago Motta'yı oyuna aldı almasına ama, o Motta daha oyuna girdikten 4 dakika sonra darbe yemeden talihsiz biçimde sakatlanarak oyundan çıkmak durumunda kaldı. İşin ilginç ve ilginç olduğu kadar dramatik tarafı Motta değişikliğinin İtalya'nın zaten 3.değişikliği olmasıydı ve Motta'nın dönemeyeceğinin anlaşılmasından sonra da maç İspanyollar lehine koptu.

Pas trafiğini artıran ve daha fazla futbol unsuru ile hücum etmeye başlayan İspanya, sırasıyla Torres ve Torres'in asistiyle Mata'nın ayağından 2 gol daha bularak Avrupa Şampiyonaları tarihinde en farklı skora böylece ulaşmış oldu. 4-0...

Bir Galatasaraylı olarak, 2012 sezonunda Süper Lig'deki "Sarı Kırmızı" şampiyonluğumuzu gördükten sonra, yine "Sarı Kırmızı" formasıyla İspanya'nın Avrupa Şampiyonluğunu ilan etmesinin benim için güzel bir tesadüf olduğunu söyleyebilirim. İspanyol futbolcuların maçın bitiş düdüğüyle birlikte çocuklarına koşmaları, onları kucaklamaları ve Kupa töreninde Türkiye'den "Yeniköy Kasabı" unvanı verilerek gönderilen Vicente Del Bosque'yi onore etmeleri görülmeye değer manzaralardandı hiç şüphesiz.



Tebrikler İspanya, Tebrikler Yeniköy Kasabı (!)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...