5 Temmuz 2012 Perşembe

Bilinmeyen Mustafa Kemal...

<<<  Mustafa Kemal Atatürk... Ulu Önderimizdir, 1881'de doğmuş 1938'de ölmüştür, Kurtuluş savaşının baş kahramanıdır, başöğretmendir vesaire vesaire... Bugüne kadar Gazi hakkında bildiklerimiz hep klişeleşmiş bilgilerdi, bunu kabul etmemiz gerek... İlkokul çağlarımızdan bu yana bize öğretilenler sadece, alışılagelmiş bir Atatürk profilinden ibaretti. Peki ya "Ulu Önderimizin" bilinmeyen yönleri??? Çoğumuz Ata'mızı tanıdığımızı, öğretilenlerle sevdiğimizi ifade ederiz ama onun özel yaşantısını ve hiç gün yüzüne çıkmamış yönlerini hangimiz biliyor?

Bu çalışmamın kapsamı, sizlerle naçizane "Bilinmeyen Mustafa Kemal"i paylaşmaya yönelik olacaktır. >>>

atatürk imza ile ilgili görsel sonucu
İşte Ata'mızın pek, hatta hiç bilmediğimiz bazı özel yönleri:


Gazi, kendisine "Ata" diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazmış. "Atatürk" lafını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı kullanmış ve Gazi de bu adı beğenerek soyadı olarak kaydettirmiş.


Onun tek hayali elbette ki sadece Türkiye Cumhuriyetini ileri medeniyetler seviyesine çıkarmak değildi. Kendine has bir hayali de söz konusuydu. Ömrü vefa etseydi, dünya turuna çıkmayı arzu etmekteydi. Bu, yine de özel bir yaşam isteği arzusuna bağlı değildi elbette, böyle bir tura çıkarak Türk Dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek amacı güdüyordu. Özellikle "kayıp kıta Mu" ideali, onu uçsuz bucaksız seyahatlere çıkmak hususunda ateşlemekteydi.



Atları çok severmiş; ama onlardan sonra da en sevdiği hayvan köpekmiş. Zira "Fox" adını verdiği köpeği, Gazi`nin ayak ucunda uyurmuş hep.




Evinde, çevresinde, hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezmiş. Simetri takıntısı olduğu yönünde kendisine şaka yollu yakıştırmada bulunan yaverine bir gün "haklısın çocuk" cevabını vermiş.



En sevdiği dans valsmiş. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyormuş. Klasik Batı müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlermiş.


İstanbul Valisi Üstündağ, ekmeğe zam yaptığını haber verince Gazi, küplere binmiş ve kendisini şiddetle azarlamış.


Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla, hayatı boyunca en sevdiği yemek, kuru fasulye ve pilavmış. Tatlıya düşkünlüğü yokmuş ancak canı çektiğinde çok sevdiği gül reçelini tercih edermiş.



Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurmuş ancak, bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz edermiş.



Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizermiş. Lacivert takım elbise giymeyi hiç sevmezmiş.



Binlerce kitabı varmış. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca, hatta cephede bile yanından ayırmamış. "Çalıkuşu"...


çalıkuşu ile ilgili görsel sonucu


Boyu 1.74'müş. Değerli yaşamının son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46'ya kadar düşmüş. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyermiş.



Gömleklerinin hepsi beyazmış. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli malı kullanımına teşvik amacıyla tüm gömlekleri Beyoğlu`nda bir terziye diktirilmeye başlanmış.



Bir sabah milletvekilleri ile trene binmiş. Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına sasırmış ve elbette o yüksek tavrıyla nedenini sormuş. Trenin, milletvekillerine bedava olduğunu öğrenince epey sinirlenmiş ve "Ne de güzel halkçılık uygulamasıdır bu" demiş.



İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermiş: "Adam olmak demektir hocam, ADAM OLMAKTIR!"


atatürk ve meclis ile ilgili görsel sonucu


Değerli yaşamının çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra, Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi gelmiş; çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünürmüş hep.


Sabah kahvaltılarını sevmezmiş, yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine uzanır, günün ilk kahvesini ve sigarasını içermiş. Bir özelliği de kendi kendine tıraş olmamasıymış.

Nutku hazırlarken 3 gün 3 gece uyumadan çalışmış.


Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr.Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sorduğunda, "sekiz" yanıtı vermiş. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek "Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım" demiş.



Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz, böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellermiş. Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği, savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıymış.



Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynarmış; oyun sonunda kazandıklarını da iade edermiş.


Bir gün halk arasında dolaşırken çarşaflı bir kadına rastlamış, "Hafız Hanım, benim hatırım için başındaki örtüyü açar mısın?" diye sormuş. Kadın başörtüsünü açarak, Atatürk`ün önünde eğilmiş ve "senin hatrın benim için emirdir Paşam" diyerek ellerini öpmüş.


Sportmen bir kişiliğe sahipmiş. Her gün ata biner, yüzmeye gider ve bilardo oynarmış.


Ä°lgili resim

Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi matematikmiş.


Atatürk’ün, “Kemal” olan adını “Kamal” diye değiştirdiğini hangimiz biliyoruz peki ?


Yağcılara çok kızarmış. Bir akşam sofrasında kendisine gereksiz şekilde iltifat eden Abdülhak Hamit`i ağır biçimde azarlamış.



1937`yi 1938`e bağlayan yılbaşı gecesini Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile baş başa sohbet ederek geçirmiş. O gece, dolabındaki bazı elbiseleri bakana hediye etmiş. Belki de son yılbaşı gecesini yaşadığını anlamıştı... Kim bilir... ?




Aziz Hatırasına Saygı duyulası bir adamdı kısacası... Toprağı bol, Mekanı Cennet olsun....




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...