Maşukiye’yi herkes duymuştur, ama gitmeyenler mutlaka vardır. Ben de bugün duyup da gidemeyen yarenler için Maşukiye’den kısaca bahsetmek istiyorum. Bir önceki bölümlerde anlatmıştım; alabildiğine doğanın ve yeşilin merkezidir Sapanca... Maşukiye ise bu merkezin en önemli can damarlarından biri… Kartepe’nin eteğinde yeralan Maşukiye’de sıra sıra butik oteller, restoranlar ve çeşit çeşit mesire alanları yer alıyor. Ben de bunlar içinde en büyüklerinden birinde öğlen yemeği yiyebilme imkanı buldum.
Mekana adım atar atmaz yüzünüze hafif bir serinlik vuruyor. Bunun muhtemel nedeni, sadece ağaçlardan ve akan derelerden oluşan bir ambiyansa sahip olması anlaşılan… Arabanızı da gölge bir yere çektiyseniz eğer, serin bir eve dönüş için avantaj elde etmiş olursunuz, çünkü yazın buralar oldukça sıcak… Ağaçların gölgelediği ve derenin çevrelediği bir masaya kuruluyoruz biz de ailecek, hem sıcaktan korunmak, hem de esintinin tadını tamamen çıkarabilmek adına… Bu kez alabalığın yanında kiremitte kaşarlı mantar da denemeye karar veriyorum. Burada da müşteri memnuniyeti ortalamanın üzerinde, görevliler en ufak işarete tepki veriyorlar... Bu önemli J
10 dakika geçiyor geçmiyor; alabalıklarımız ve mantarlarımız masamızı süslüyor, yanında elbette köy yapımı kestane balı ve tereyağıyla birlikte… Çoban salatayı unutmamak gerek; gerçekten zeytinyağıyla tatlandırılmış olan bu salata, İstanbuldere’de yediğimizi aratmıyor. Ve elbette ki orada edindiğim tecrübelere dayanarak hem anneannemin alabalığını, hem de kendiminkini ustaca ayıklamaya koyuluyorum.
Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin; sıcakta da insanın canı bir şey istemiyor ancak alabalık ve mantar gerçekten de farkında olmadan iyi gidiyor diyebilirim. Dostlarla, arkadaşlarla kısacası yarenlerle gidilebilecek güzel bir aile mekanı olduğuna kanaat getirebilirsiniz.
Fotoğraf çekmeden buradan ayrılmak olmaz diyorum ve kendimi doğruca tepelere vuruyorum. Burada mevcut tesise ek olarak merdivenle ulaşılabilen dik tepelerin yamaçlarına yeni barakalar ve bungalow denen kulübeler yapılmakta… Burası restoran olduğu kadar butik otel niteliği de taşıyor.
Eğer hala aranızda görmeyenler, hatta duymayanlar varsa ki sanmıyorum, İstanbul’un gürültüsünden patırtısından az da olsa kaçabilmek adına Maşukiye’ye koşun derim… (Durum malum, bu aralar köprü tadilatı trafiği Mahmutbey gişelere kadar uzatıyormuş...!!!)
Bugün Maşukiye’ye, Sapanca Kırkpınar’dan çıkarak İstanbul istikametine doğru eski Ankara-İstanbul yolu üzerinden yaklaşık 10 km’lik bir mesafeyi arabayla geçtikten sonra Kartepe / Maşukiye tabelalarının takip ederek ulaşabilirsiniz. Burada önemli olan nokta, TEM yolundan Sapanca-Arifiye sapağına girer girmez gişelerden çıktıktan sonra karşınıza çıkan döner kavşaktan sola 10 km ilerlemeniz olacaktır.
İyi Dinlenmeler, İyi Haftasonları Dilerim... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder