26 Şubat 2018 Pazartesi

Tehlikeli 3'lü: Sucuk-Salam-Sosis...

Her sabah kahvaltılarımızı süsleyen başlıca et kategorisindeki gıda enstrümanlarımız var: Sucuk, salam, sosis... Doktorlar şiddetle "tüketmeyin" dese de, birçok insan halen yemeye devam ediyor. Ben dahil.
Halbuki biraz araştırsak, biraz görebilsek bazı şeyleri...? O durumda bu işlenmiş et ürünlerinin zararlarına daha çok vakıf olabileceğiz. 

Bu yazıyı hazırlarken edindiğim bilgiler, benim gibi bu ürünlere düşkün birinde bile güzel izlenimler bırakmadı.

Peki bu tehlikeli üçlünün işlenme süreci nasıl? Düşünmek dahi istemedim ama maalesef ki büyükbaş-küçükbaş hayvanların artık et parçalarından, iç yağlarından, sinirlerinden ve hatta kıllarından faydalanılarak, çeşitli fermante süreçlerinden geçirilip içlerine baharat ve salça gibi diğer karışımlar eklenerek bizlere sunuluyor. Ben en çok sucuk tüketiyorum, hemen hemen haftada 2 yada 3 kez. Hiç yağ koymasam bile yedikten sonra sucuğun kendi yağını biraz bekletip görmek bile yeterli... Donduğunda aldığı görünümü bir de damarlarınızda, midenizde düşünün. Kötü olmuyor mu?

Özellikle beslenme uzmanlarının bu konuda değindiği temel konulardan biri sucuk, sosis ve salamın zararlarına karşı çocuklarımızı muhafaza etmemiz. Çocuklarımıza bu besinleri vitamin takviyesi olarak yediriyoruz aslında ama onların küçük bedenlerinde nasıl tahribatlara yol açıyoruz farkında bile değiliz Dünya sağlık örgütünün (WHO) yaptığı araştırmalar sonucunda sucuk başta olmak üzere salam, sosis, dana jambon gibi işlenmiş etlerin tüketiminin kolon ve rektum kanseri riskini önemli derecede artırdığı ortaya çıkmış durumda. Hiç hiç olmadı şu istatistik bile göz ardı edilemez: Günde 50gr işlenmiş kırmızı et tüketen (1 adet sosis) kişilerin bağırsak kanseri olma riski, kullanmayanlara göre %20 daha fazla. Kalp sağlığını riske attığımızı buna katmıyorum bile.
Hadi tamam bunları yiyoruz, bazı şeyleri de gözardı ettik. Bir de bu ürünlerin raf ömürleri var. İmalathanelerde bu raf ömrünü uzatmak için ürünlere katılan katkı maddeleri de mevcut. Örneğin sodyum nitrit bunlardan biri. Sodyum nitrit öncelikle meme kanseri, beyin tümörü, lösemi, pankreas kanseri gibi tehlikeli hastalıklara yakalanma riskini artırıyor. MSG denen illet ise (monosodyum glutamat) obezite, migren ağrısı, alzheimer gibi ciddi rahatsızlıkları tetikliyor. 

Raf ömrünü arttırmak ve tat vermek  için, sadece katkı maddesi eklenmiyor ki. Daha da sinsi bir tehlike var: TUZ... Tansiyon ve kalp rahatsızlıklarının en büyük nedeni olan da bu zaten.
Özetle, bu dünyada zararlı olan herşey bize güzel geliyor. Soframızı renklendiren işlenmiş et ürünleri de bunlardan biri malesef. "Hiç yemeyin" demek doğru değil ama tadında bırakmak lazım bazı şeyleri... Sağlığımız için...

Yazımın 2.bölümünde sizlere evinizde nasıl sucuk yapabileceğinizi anlatacağım. Okumayı unutmayın :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...