Sapanca Gölü için dünyanın en güzel 2. gölüdür deniyor, ufak bir yer de olsa doğal güzellikleri insanları, özellikle de şehir tantanasından kaçmayı kafasına koymuş insanları oraya çekmekte... Kafa dinlemekse niyetiniz, Kırkpınar tavsiyemdir, ben yazlarımı orada geçiriyorum. Bire bir diyebilirim yani...
Hikayeyi dinlemek bana şuradan nasip oldu : İşyerinden yeni çıkmıştık, servisleri bekliyorduk, iş arkadaşlarımdan Kübra, Sapanca'da yazlığımız olduğunu duyunca, göle ait bir hikaye olduğundan bahsetmişti. Merak ettim, ancak bunun tam hikayesini hikayenin doğduğu yerden, birinci ağızdan dinlemem gerektiğini düşündüm. Haftasonu Sapanca'ya geçtim haliyle; yan çiftliğin sahibi Kamil Amca ile rutin sohbetlerimizi yaparken birden bardaktan boşanırcasına yağmur başladı. (Gerçekten de Sapanca'nın yağmuru bir başkadır... 10 dakika bile yağsa ağaçları söküp götürecek bir sel yaratacak sanırsınız.) Yağmuru görünce vermiş olduğum "Gök delinseymiş ya, bu ne böyle, rahmet rahmet !!" tepkisine karşılık Kamil Amca "Bunun bir hikmeti, bir hikayesi var" dedi bana. Yerel halk bu efsaneye sorgusuz sualsiz inanırmış. Sağanak Yağış konusunun göl hikayesiyle bağlantısını henüz bilmeden dinlemeye başladım ben de...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxRKIcg0HgF1uPPyXmtN3FQhO2DH8z9cNu2j0eAn-GtOnl5ajz3q9j5AdUEsN8AyGQ-rJBHtvbcRmwsBIeTPkaeslB7zjrEiiZHwRsikofTfbm3I-d-yuaD_716tbYSdRt7oMI_JSrsfJU/s320/sapanca-golu-hakkinda-bilgi.jpg)
O günden sonra Ağaç Baba, ölümüne kadar ağaç dikmeye devam etmiş. Ağaç Baba'nın diktiği fidanları koparan ya da yetiştirdiği ağaçları kesenlerin elleri kururmuş; bu yüzden kimse ormanlara el süremezmiş. Kendisi de ölümüne yakın göl kenarına kurulan başka kasabaların halklarına ağaç yetiştirmeyi ve onlara ilgi göstermeyi vasiyet etmiş. Bugün hala Sapanca, alabildiğine yeşil bitki örtüsüyle doğa harikası görünümünü koruyor. Kasabaları, köyleri arasındaki yollar, patikalar ağaçlar arasında uzayıp gidiyor.
Kısa da olsa yapmış olduğum araştırma sonucunda önemli bir bilgiye daha ulaştım Sapanca gölüyle ilgili... Sualtı arkeologlarından Ali İlker Tepeköy, 2008 yılının Ekim ayında, ekibiyle sualtı dalışları neticesinde Sapanca Gölü dibinde düzgün kesilmiş yerel taşlarla inşa edilmiş bir kilise kalıntısı olduğunu tespit etmiş. Bu kalıntının, sular altında kalan kasabanın kilisesi olmadığını hangimiz söyleyebilir?
teşekkür ederim, elimden geldiğince güncel konulara değinmeye çaba gösteriyorum... saygılar...
YanıtlaSilErenler tepesi diye bi yer yok. Kim soylediyse ysnlis bilgi vermis
YanıtlaSil