12 Temmuz 2017 Çarşamba

Tarihten 1 Yaprak : Şeyh Bedrettin

Mesele, Anadolu gezimin tam ortasında hasıl oldu. Yolda birden gözüme şeyhin türbesine ait tabela takıldı ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Şeyh, Osmanlı tarihi açısından önemli olduğu kadar tam bir bilmecedir. Bir kısım tarihçiler Şeyh Bedreddin'i, Osmanlı döneminin ihtilalcisi olarak da nitelendirmektedirler. Öyle ki, komünizmin revaçta olduğu günlerde, "Kadın hariç her şey ortaktır." dediğini iddia ederek, tarihin ilk Türk komünisti diye Nazım Hikmet'e manzum medhiye bile yazdırmışlardır. 

Alevîlikte bir grup ise, Osmanlı Devleti'ne isyan eden "Börklüce Mustafa" ve "Torlak Kemal'in" haline bakarak onu bir Alevî Dedesi olarak görmüşlerdir; hatta kendilerine rehber edinenleri bile çıkmıştır. Önemle ifade edilmelidir, Şeyh Bedreddin aslında alevi değildir. Bunun en büyük delili, hem neslinin ortada oluşu ve hem de telif ettiği eserleridir. Gerçekte olan şu ki Şeyh'in şahlığa heveslenmesi, ihanet grubunun içinde yer alması ve Sultân I.Mehmed'e isyan edenlerin manevi reisi durumuna düşmesidir.

Bunun yanında, Osmanlı tarihçilerinin büyük bir kısmı, başlangıçta Şeyh Bedreddin'in büyük bir İslâm âlimi ve hukukçusu olduğunu, ancak sonradan şeyhlikden şahlığa heveslendiğini ve devlete isyan ettiği için idam edildiğini ifade etmektedirler. 

Timur istilâsından sonra karışan ve tarihte kargaşalık, keşmekeş anlamında olarak (fetret devri) anılan bir duraklama çağı yaşayan ülkede birden bire enteresan bir fikir ve hareket baş gösterdi. Çağının en ileri bilim başkentlerinde felsefe, tıp, matematik ve en çok din bilim (ilâhiyat) okuyan Şeyh Bedrettin, Edirne’de yerleşmiş ve 2 yıl kadar devletin dinsel ve yargısal en yüksek katı olan kazaskerlik görevine getirilmişti.  Burada bilim ve din bakımından adı ve ünü yayılmış, herkesten saygı görmüştü.  Osmanlı Devletinin 11 yıl süren kargaşalık çağından politik çıkar sağlamak, Moğol saldırısının ve kargaşalığın doğurduğu işsizlikten, açlıktan, fakirlikten yararlanmak, böylece iktidarı ele geçirmek isteyen Şeyh Bedrettin bu amaçla Osmanlıcılık ideolojisinin spiritüel, moral ve dinsel yapısını “bütün dinlerin birliği” gibi bir ilke ile ve hümanist bir felsefe ile sarsmak, İslâm dinini bir başka biçimde yorumlamak istemişti.  Bu alışılmamış dinsel açıklamaları, çağının ekonomik sosyal krizinin maddi temelleri üzerine yerleştirmek yolunda yeni bir ekonomi ve yarı dinsel bir dünya görüşü yaymaya çalışan Şeyh Bedrettin, bilgeliği ve inandırıcı propagandası ile kısa zamanda geniş bir akım meydana getirmiş ve kendisine inananlarla birlikte bir ihtilâl hareketine girişmişti.  Bir yandan uydurma bir şecere ile Osmanlı tahtına hak iddia etmiş, bir yandan da aç ve fakir halk yığınlarını peşine takarak Osmanlı Devletini yıkmaya teşebbüs etmişti. 

Dinler arasında fark olmadığı, bütün dinlerin eşit ve benzer ilkeler üzerine kurulduğu, toprak ve mammarın müşterek duruma getirilmesi, özel mülkiyetin kaldırılması gerektiği görüşünü savunan ve yayan Şeyh Bedrettin, adamları ile birlikte giriştiği isyan hareketinde başarıya ulaşamamış ve bir ara memleket çapında bir genişlik kazanmak durumuna gelen propagandası önlenerek, isyan bastırılmış ve kendisi idam edilmiştir.  Şeyh Bedrettin hakkında yazılıp çizilenler verilen hükümler değişiktir. 

Yazıyı hazırlayınca farkettim ki  karşımıza birkaç tane Şeyh Bedrettin çıkıyor. BirincisiSünnî-Hanefi İslâm Hukukçusu ve eserleri âlimlerce asırlarca ders kitabı olarak okutulan ve Musa Çelebi'nin Kazaskeri olan Şeyh Bedreddin'dir. Bir diğeri, İslâm'ın temel esaslarını reddeden, Simavîler diye bilinen müritleri namaz ve oruç gibi İslâm'ın hükümlerinden habersiz bulunan ve en önemlisi de vahdet'ül-mevcudcu yani neredeyse panteist ve inkarcı bir Şeyh Bedreddin'dir. Başka bir Şeyh Bedrettinkerametleri olan veli ve mutasavvıf bir Şeyh Bedreddin'dir. Ve sonuncu tespitime göre dördüncüsü, toplumda karışıklık çıkaranların rehberi olan, bu vesileyle aslında Alevî olmadığı halde Anadolu'da isyan eden Alevî grupların mercii haline gelen ve şeyhliği şahlığa değiştirmek isteyen ihtilâlci Şeyh Bedreddin'dir.

Osmanlı kaynaklarından anladığım, Şeyh Bedreddin'e ait gibi görünen bu şahsiyetlerden birincisi ve dördüncüsünün birleştirilerek kabul edilmesi gerçeğidir. Yani Şeyh Bedreddin, büyük bir İslâm âlimidir; alevî değildir; Kazvin'de Bâtınîlikden etkilenmiş olması kuvvetle muhtemeldir; Osmanlının kargaşa döneminde tahriklere aldanmış ve isyancı Alevîlerin ve hatta Alevîlerin de kabul edemeyeceği vahdet'ül-mevcudcu bir dalalet grubunun etkisi altına girmiş ve neticede kamu düzeni gereği isyanı sebebiyle idama mahkum edilmiştir



22 Haziran 2017 Perşembe

Hurmalar... Hurmalar...

Sadece Ramazan'da iftar sofralarını süsleyen ve yine sadece o kutsal ay içerisinde aklımıza gelen hurma'nın faydalarından bahsetmek istiyorum size. 

KANSERE KARŞI ETKİLİ : Hurma, kanser hastalıklarına karşı etkili. Yüksek derecede lif içeren hurma, kanser hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Birçok araştırmaya göre hurmayı çokça tüketen Araplarda kansere yakalanma oranı çok düşük seviyelerde...
YAŞLILIĞI YAVAŞLATIYOR : Hurma, yüksek derecede antioksidan görevi görüyor. Bu antioksidanlar da kalp ve damar tıkanıklarını engelleyici bir özelliğe sahip. Hurma, yaşlılığa bağlı olarak gelişen semptomları da engelliyor. Hurma bekledikçe içindeki antioksidan gücünü artırıcı bir meyve. Bu şekilde de vücudu temizlemekte çok etkili.
KALBE FAYDALI : Antioksidanlar sadece yaşlılığa karşı etkili değil, kalbe de yararlı. Kalpteki damar tıkanıklarını atmakta birebir olan antioksidanlar sayesinde kalp hastalıkları engelleniyor.
DİYABET VE TANSİYONA ÇARE : Kanser gibi diyabet ve tansiyon hastalıklarında da en faydalanılan besin hurma. Hurma, doktorlar tarafından yüksek tansiyon ve diyabet şikayeti olan hastalara önerilen bir besin.
KANSIZLIĞA BİRE BİR : Anemi, yani halk arasındaki tabirle kansızlığa karşı da hurma önerilen besinler arasında. İçinde bol miktarda demir bulunan hurma, kan hücrelerindeki hemoglobin sentezini dengeliyor. Günde 12-17 hurma tüketimi neredeyse vücudun bir günde ihtiyacı olan bütün demir ihtiyacını karşılıyor.
KARACİĞERE FAYDALI: Hurma, içinde B1 ve B2 vitaminlerini bolca bulunduruyor. Bu vitaminler de karaciğerin sağlıklı şekilde çalışmasını ve vücut fonksiyonları içindeki görevini yerine getirmesini sağlıyor.
GÖRMEYİ KUVVETLENDİRİYOR : Güçlü bir A vitamini kaynağı olan hurma, görmeyi de kuvvetlendiriyor. Düzenli olarak tüketildiğinde göz sağlığını ve göz sinirlerini koruyor.
STRESİ AZALTIYOR : Tüm bunların dışında hurmanın psikolojik yararı da azımsanamaz. İçinde bol miktarda B6 vitamini bulunduran hurma sinir sistemini ve kasları güçlendirerek, strese karşı bir savunma da geliştiriyor.

21 Haziran 2017 Çarşamba

Sonumuz Yakın mı Dersiniz ??

Norveç'in Trondheim kentinde düzenlenen Uluslararası Starmus Bilim Festivali'nde konuşan İngiliz fizikçi Stephen Hawking... Büyük fizikçi görüşlerini bu kez Norveç'in Trondheim kentinde düzenlenen Uluslararası Starmus Bilim Festivali'nde dile getirdi : "Eninde sonunda Dünyaya meteor çarpacak ve yok olacağız." 
Sözlerineyse şöyle devam ediyor ünlü fizikçi : "Yaşanabilir yeni gezegenler keşfetmenin aciliyetini anlatmaya çalışıyorum. Bu bir bilim kurgu değil, bunu fizik kanunları ve olasılık teorisi de söylemekte.. Bu gezegende kalmak demek, yok olma riskini göz almak anlamına gelecek"
"Uzaya çıkmak ve burada yayılmak, insanlığın geleceğini tamamen değiştirebilir. Bu, bir geleceğimiz olup olmadığının da cevabını verecektir" 
 20 YIL İÇİNDE ALPHA CENATURİ'DEN HABER BEKLENİYOR

Uzayda kurulabilecek ilk kolonilerin adresi olarak Ay ve Mars'ı işaret eden Hawking, bununla birlikte Güneş Sistemi'nin dışında yer alan Alpha Cenaturi yıldız sistemi gibi sistemlerin de gözardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor ama şunu da sormadan edemiyorum : Emin olun ki ay yüzeyine dünyaya çarptığından çok daha fazla meteor çarpıyor - bu bizim için tehlike arz etmeyecek mi?

​HAWKİNG, RUS MİLYONERİN PROJESİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ
​Söz konusu proje kapsamında Dünya'ya 4.37 ışık yılı uzaklıkta bulunan Alpha Centauri'ye kameralı çipler gönderilmeye çalışılıyor. Işık hızının %20'sine ulaşacak olan lazer ışınlarıyla iletilmesi planlanan çiplerin 20 yıl içinde Alpha Cenaturi'ye ulaşacağı öngörülüyor. Günümüzde insanların galaksiler arası seyahat etmesini sağlayacak ışık yılı hızında gidebilen uzay gemileri olmadığını belirten Hawking, bunun için çalışmalar yapılmasının gereğine işaret etti ve Rus milyoner Yuri Milner'ın 'Breakthrough Start Shot' (Yıldızlararası Seyahat Projesi) projesini örnek gösterdi. 

20 Haziran 2017 Salı

Ramazan'da Ciğer Şiş :-)

Sesinizi duyar gibi oluyorum;

"Oruç ağız bu bize yapılır mı", "iftarda ciğer şiş'e gidelim" vs.vs.

Bu bir tarif yazısı gibi görünse de aslında damak beklentilerini karşılayacağını düşündüğüm kısa bir gurme anektodu olacaktır kanımca...
Acıbadem'de uzun yıllar boyunca gittiğim bir kebapçı vardır. Sahra Dürüm Evi... Son yıllarda fiyat fayda endeksinde düşüş görsem de kendimce geç de olsa keşfettiğim kuzu ciğer şişlerinin enfes olduğunu söyleyebilirim. Bu anlamda sayılı kebapçılardan olduğunu da eklemem lazım.

ciğer şiş ile ilgili görsel sonucuSonra ben de dedim ki kendime, "kalk Hakan, bunu kendin evde mangalda dene." İşte benim kendimce terbiyesini tamamladığım ve marine ettiğim ciğer şiş !!

Terbiye İçin Nelere İhtiyaç Duydum :

- Yarım kilo kadar kuzu ciğeri,
- Bir tutam tuz 
- Bir tutam kadar pul biber,
- Bir tutam kadar kurutulmuş nane,
Bir tutam kadar kimyon,
İki diş kadar sarımsak,
- Bir çay bardağı kadar zeytinyağı.

Terbiyeyi Nasıl Hazırladım : Ciğer terbiyesi hazırlanışı için ilk olarak aldığım ciğeri kuşbaşından biraz daha ufak olacak şekilde dilimledim, sonra da ayrı bir kaba boşaltarak beklettim.

Ardından büyük bir kap alarak içine ilk olarak zeytinyağını aktardım. Diğer yan malzemeler olan kimyon, kurutulmuş nane, pul biber ve kendimce ölçeklendirdiğim miktarda tuzu da aktarıp sarımsakları da iyice dövdükten sonra aynı şekilde kaba aktararak eldivenler vasıtasıyla optimal karışımı sağlayana dek harmanladım. 

ciÄŸer ÅŸiÅŸ ile ilgili görsel sonucuSon işlem ise şu : Karışımı sağladıktan sonra ayrı bir kabın içinde daha önceden beklettiğim ciğerleri de bu karışıma ekleyerek iyice karıştırdım. Geniş bir tepsi veya geniş bir kabın altına streç film serdim. Büyük serdim ki üstten de örtebileyim. ama bunu yaparken karışımın hava almayacağından da emin olmak lazım. Hazırlamış olduğum ciğerleri buzdolabına yerleştirdikten yaklaşık bir saat kadar sonra şişe takıp mangalda ağız tadımıza göre pişirdim. Siz de deneyin derim; şimdiden afiyet olsun.. 




2 Haziran 2017 Cuma

Göynük İzlenimleri (2) : "Akşemsettinoğlu Konağı"

Göynük macerasının 2.safhasını da anlatmadan geçemeyeceğim.

Sizlere, Fatih’in Lalası Akşemsettin ile ilgili genel geçer bilgiler sunmuştum bir önceki yazımda... Şimdiyse Göynük’te geçirdiğim güzel zamanlara değineceğim.

Sabah İstanbul’dan yola çıkıp yaklaşık 3,5 saatlik yolculukla Abant’a vardım. Burada doğa sizi 2 saatlik trekkinge zorluyor göl kenarında. Hava da güzelse alacağınız keyfe diyecek yok. 2004’te kışın gelmiştim Abant’a. Karlar altında tadı elbette başka ama dedim ya, havanın güzel olmasından fırsat bilenler için piknik ve trekkingin birleşme noktası konumunda. Sucuk Ekmek yemeden de dönülmez. Tabi ki öyle yapıyorsun, Sucuk ekmeğe dalıyorsun... Göl kenarında yürümek, doğanın tadını çıkarmak için birebir...











Yaklaşık 60 Km’lik bir yol ile Göynük’e varıyorsunuz. Burada hava temiz, hava güzel... İnsanlar kendi halinde, kime birşey sorayım deseniz ilk karşılaştığınız cümle “bu gece konaklayacak mısınız, yeriniz var mı yardımcı olalım mı” oluyor. Bu cümleyi her duyuşunuzda birkaç gün daha kalasınız geliyor. Neyse uzatmayayım, Göynük’e gitmeden önce zaten konaklama yerini internetten bulup ayarlamasını yapmıştım. Otantizmi seviyorsanız, Osmanlı Konak havası sizi çekiyorsa, Kemal Sunal’lı Adile Naşit’li, Halit Akçatepe’li Tosun Paşa’ları, Süt Kardeşleri seyrettiğinizde "böyle bir konakta kalsam, yaşasam keşke" diyorsanız size önereceğim yer tam da bu keyfi size verecek.






Akşemsettinoğlu Konağı... 


Safranbolu’ya gittiyseniz bilirsiniz, mimarisi aynıdır ama ben Safranbolu’da inanın hiç bulunmadım. Göynük’teki tarihi konakların yapı mimarisi bu yönlü; ama Akşemsettinoğlu Konağı, gerek otantik duruşu, gerekse hizmet anlayışıyla bana “Bir evimden başka bir evime geldiğim” hissiyatını verdi.


İşletmeci arkadaşımız Yücel karşılıyor kapıda, sıcak tavırlarını sergilediğinde zaten isteseniz de soğuk kalamıyorsunuz. Size önerilerde bulunuyor, nerelerde kahve içilebilir nerelerde akşam yemeği yenebilir diye... “Bunlar boş işler” demeyin, önemli !!! Konağın imkanları belli... sauna, fin hamamı, solarium cart curt aramayın, aradığınız şey huzur ve temizlikse hiç düşünmeden buraya gelin ve konaklayın. Yücel’in önerdiği Lezzet Sofrası, Göynük’te yeni açılan, ama konsept bakımından orada daha önce yapılmamış bir restoran havasında... Yemekleri güzel, doyurucu ve adı gibi lezzet’li... Fiyatları da gayet makul... Bunlar elbette dikkate değer unsurlar ama sahibi ve çalışanlarının yaklaşımı bambaşka... Kaldı ki tanıştığımız restoran şefi Ali Başarır, yörenin tarihinden bahsediyor, kendi yaşantısından bilgiler de sunuyor, tabi sorduğumuz için o da. Ve yemek bitiminde kahveye davet ediyor, içten tavırlarıyla... Hiç tereddütsüz kabul ediyorum, buluşuyoruz, gecenin 1’ine kadar çay-kahve-muhabbet gırla sürüyor. Tam “dağılalım” diyoruz, Yücel arıyor, "konağa gelin çay demledim muhabbetin dibine vuralım" diyor... Haydeee konağa yöneliyoruz, Yücel demlediği çay ve o stand-up kıvamında sohbetiyle bizi konağın kamelyasında ağırlıyor. "Saat 03:00, yatalım artık dağılın oğlum" diyoruz elbette, ertesi gün Akşemsettin Hazretlerini Anma merasimleri var – herkes işine gidecek. Meğersem merhumun doğumgününe denk gelmişiz. Vurup yatıyoruz da gecenin bi yarısı konak full, konak ahşap J merdivenler gıcırtıdan geçilmiyor, millet uyanacak da lafı yiyeceğiz diye kıkır kıkır odalara çekiliyoruz. O tadı inanın İstanbul’un hiçbir yerinde alamazsınız...



Kafanızı şişirmeyeyim... Gidin, o insanları bulun, huzuru bulun...

29 Mayıs 2017 Pazartesi

Göynük İzlenimleri (1) - Aksakallı Lala : "Akşemsettin"

İnstagram ve facebook hesaplarımdan takip edenlerin vakıf olduğu üzere, geçtiğimiz haftasonunu Göynük'te geçirdim.

Göynük, Bolu'nun Şirince'si, hatta Safranbolu'su... Yapılaşmasındaki otantizm sizi içine çekiyor. Bunu oldukça net biçimde görebiliyorsunuz. Uzun süredir görmek istediğim bir yerdi, hatta eski Osmanlı konağı tarzı bir yerde konaklamak, o ambiyansı yaşamak benim için önemli hayallerimden biriydi. Bunu geçen hafta gerçekleştirebildim.


Göynük, Safranbolu tarzı evlerinin yanı sıra, Fatih Sultan Mehmet'in Lalalığını üstlenen Akşemsettin Hazretlerinin de yaşadığı yer... Zaten bu blogu yazmamın ana nedeni de biraz bu zat-ı muhteremden bahsetmek.

Akşemsettin, asıl adı ile Şeyh Mehmet Şemsettin Bin Hamza, 15. yüzyılın en büyük sufilerinden biri öncelikle... 1389 yılı, Şam doğumlu... Hacı Bayram Veli’nin müridi ve Fatih Sultan Mehmet’in hocalarından biri... Fatih Sultan Mehmet tarafından 1464 yılında yaptırılmış olan türbesi Bolu İlinin, Göynük ilçesindedir ki ben de bizati gezdim. İlçede her yil, İstanbul’un fetih günü olan 29 Mayıs tarihinde anma günleri düzenleniyor olsa da bu yıl Ramazan ayına denk geldiğinden benim ziyaretim haftasında kutlandı şansıma...
Ünlü İslam büyüğü Akşemsettin, küçük yaşlardan itibaren ilme ve sanata karşı ilgi duyuyor. Medrese öğrenimini tamamladıktan sonra seçkin bilginler arasında yerini alıyor. Üstün zekası ve anlayışı, yılmak bilmeyen çalışma gücüyle kendini döneminin alimleri arasında buluyor. 
Akşemsettin’in asıl ünü, büyük veli, Hacı Bayram Veli ile tanışmasından sonra başlamıştı. İlmi konulardaki önemli başarılardan sonra tasavvuf konusunda da ağırlığını göstermiş, daha sonra da II. Murad’ın emir ve isteğiyle Fatih Sultan Mehmed’in hocalığına tayin edilmişti. İstanbul’un fethi sırasında büyük yârarlılıklar göstermiş, genç sultanı teşvik ederek zaferin kazanılmasında önemli katkılarda bulunmuştu. Fethin en önemli günlerinde Ebu Eyyub’el Ensari’nin kabrini bularak ordunun maneviyatını yükseltmişti. 
Beyaz atına binmiş, ordusunun önünde İstanbula giren Fatih Sultan Han'ın iki yanında onu yetiştiren Akşemsettin, Mola Hüsrev ve Molla Gürani bulunuyor. 
Şehir halkı ak sakalıyla ağır duruşuyla padişah sanıp çiçekleri Akşemsettine sunmaya çalışıyor. Akşemsettin atını geri çekip göz ucuyla Fatih’i göstererek: “Sultan Mehmet o'dur, çiçekleri ona veriniz”, demek istiyor. Fatih Sultan Mehmet, çiçeklerle kendisine doğru yürüyenlere hocası Akşemsettin’i göstererek: “Gidiniz, çiçekleri gene ona veriniz. Sultan Mehmet benim, ama o, benim hocamdır”, diyor.

5 Mayıs 2017 Cuma

Klima, Soğutma Uzmanından Alınır

Sıcak havalarda klima ile serinlemek gibisi yok, değil mi? Geçtiğimiz sene vantilatör ile bu işin olmadığını gördüm, bu sene hazırlıklıyım: 2017 yazına bir klima ile gireceğim. Alacağım modele karar vermek için sayısız inceleme okudum, sonu gelmeyen karşılaştırmalar yaptım. Siz de aynı zahmeti çekmeyin diye, araştırmamın sonucunu paylaşıyorum. Dikkat ettiyseniz “marka” değil, “model” dedim zira markaya zaten karar verdim: Uğur Soğutma. Klimanın soğutma uzmanından alınması gerektiğini düşünüyorum, soğutma uzmanı deyince akla ilk gelen isimde, Uğur Soğutma oluyor.


Klima satın alırken ilk dikkat etmeniz gereken şey, enerji tasarrufu. Hemen her klima, A++ enerji sınıfına ait olduğunu iddia ediyor. Aynı şekilde, çoğu klimada “inverter” özelliğini görmeniz mümkün oluyor. Ancak her nedense, bu iki özellik genellikle bir arada yer almıyor! Gerçekten de, hem A++ enerji sınıfına ait ve hem de inverter teknolojisini kullanan klima modelleri bir hayli ender. Uğur Soğutma’nın UIS 18 klima modeli, bu nedenle takdiri hak ediyor. Her iki teknolojiyi de birlikte kullanan UIS 18, maksimum seviyede enerji tasarrufu gerçekleştiriyor ve elektrik faturasından endişe etmeden istediğiniz kadar kullanma imkânı sunuyor.

UIS 18’in tek avantajı bu değil elbette. Bekleme modundayken sadece 1W elektrik tüketiyor. Bu da %80’e varan bir enerji tasarrufu yapmasını sağlıyor. Klimanın akıllı soğuk hava üflememe özelliği var, yani açar açmaz soğuk hava üflemeye başlamıyor. Ortam sıcaklığını, yavaş ve doğal bir şekilde istenilen dereceye getiriyor. Ancak bunun çok uzun sürdüğünü de düşünmeyin:  Turbo modu sayesinde, çok kısa bir süre içinde serinlemeniz mümkün oluyor. Otomatik sorun tespit ve koruma sistemleri sayesinde de klimayı güvenle kullanabiliyor, yetkili servisle mümkün olduğunca az muhatap oluyorsunuz!
Ben 19.000 BTU olan modelini sipariş etmeye karar verdim, ancak daha düşük BTU’lu modelleri de bulunuyor. En doğrusu bir keşif yaptırmanız ve size en uygun modeli tespit ettirmeniz olacaktır. Daha sonra, https://satis.ugur.com.tr/ adresinden 12 taksitle bu mükemmel klimayı satın alabilirsiniz. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

15 Nisan 2017 Cumartesi

Çocuklarınızın Sağlıklı Gelişimine Tam Destek Çocuk Devam Sütü’nde!

Neden Çocuk Devam Sütü?

Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir.

Neden Pınar Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz.
1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütünü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır.
Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş Pınar İlk Adım Devam Sütü’nü verebilirsiniz.
 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

23 Şubat 2017 Perşembe

Lezzetin Adresine Yolculuk : Şavak Usta

Üniversite'den "ortağım" Erden kardeşim, yüreğine sağlık...

Yıl 2003... Kocaeli Üniversitesinde eğitimimize devam ederken Toplu Sözleşme adında bir ders görüyorduk. Hocamız oldukça interaktif bir adamdı. Derste toplu sözleşme roll play yaparken kamera kaydı falan aldığımız olurdu isteği üzerine...

Bir gün Erden ile beni yanına çağırdı ve Sendikalarla görüşüp nasıl faaliyetlerde bulundukları konusunda bir araştırma yapmamızı istedi. Biz de bir Cumartesimizi buna verdik. Erden sağolsun, bu işin ana merkezinin Aksaray tarafı olduğunu, orada bu konuda geniş çaplı araştırma imkanımız olacağını söylemişti. Lafı uzatmayayım...
Gezdik dolaştık, karnımız acıktı haliyle... Erden yine "Dur abi seni bi yere götürcem, bayılacaksın" dedi. Kebapçı ruhu var ya serde. Kalktık Şavak Usta'ya geldik. Önce anlamadım, "Vaşak Usta nedir ya" dedim :)

Şavak Usta, Fatih Sofular mahallesinde uzun yıllar boyunca kebapçılığın kitabını yazmış bir erbap... Ben açıkçası her yere girip her yerin etinden yemem, yiyemem. Salaş görünümün altında yatan lezzeti tattığımda buranın vazgeçilmez mekanlarımdan biri haline geleceğine karar vermiştim bile. Adana, Urfa, Patlıcan kebabını mutlaka deneyin derim. Yeni yetme kebapçıların, dürümcülerin aksine yörenin lezzetine varacaksınız, buna garanti veriyorum. Ama Şavak Usta'nın başka bir hüneri var. O da kendine has Bostana'sı... Ben bostana üzerine daha önce de tarif yazısı yazmıştım ama evde hiç deneme fırsatım olmadı. Olsa da böyle güzel ve lezzetli yapamayacağımı biliyorum.

Yemeğinizin tadını çıkarırken maşrapadan yöre ayranı içmeyi unutmayın derim. Soğuk soğuk müthiş gidiyor. Hatta hem sıcakta, hemde damaktaki acıda son derece iyi gidiyor :)


Son olarak, Şavak Usta'ya nasıl ulaşırsınız onu anlatayım : Sirkeci'den tramvaya bindikten sonra Yusufpaşa durağında inin, Vatan caddesi tarafına geçin ara sokaklardan... Meydanın hemen arkasında kebapçılar çarşısını zaten göreceksiniz. Urfalım Ocakbaşı diye geçer tabelasında ama asıl namıyla Şavak Usta'dır...

Adres  :  Sofular Mahallesi Sofular Caddesi No:58 Fatih İstanbul

2 Şubat 2017 Perşembe

Melekler & Şeytanlar

Bir tarafta 39 günlük bebeğe cinsel istismarda bulunup ölümüne neden olan zebani,
Diğer tarafta soğuktan üşüdüğünü gördüğü kopeğe tereddüt etmeden montunu çıkarıp veren melek...

Ben burada bu yazıları yazarken çok ütopik ifadeler yada görüntüler kullandığımı düşünenler olabilir. Melek gibi, zebani gibi... Bu platformda daha önce “superman olmak için uçmak ön koşul değil" başlıklı bir blog yazım mevcuttu. Bu da onun gibi birşey...

Van’da 26 Ocak'ta 38 günlük bebeğin cinsel istismara maruz kaldığı tespit edilmiş, yoğun bakıma alınan bebek yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Olayın ardından emniyet birimleri soruşturma başlatmış, yapılan soruşturmalar sonucunda anne ve onunla birlikte hastaneye gelen kişi gözaltına alınmıştı. Olayın üzerine daha konuşmak istemiyorum... Zira ülkenin geldiği durum ortada... Nasıl sapıklaşıldığı, nelere göz yumulduğu artık sadece mide bulandırıcı bir hal aldı...

Giresun’un Aksu mahallesindeyse, apartmanına güvenlik kamerası yerleştirdikten sonra İstanbul’a giden bir kişi, görüntüleri izlerken ilginç bir olayla karşılaştı. Giresun Belediyesi’nde işçi olarak çalışan Bülent Kalpatçıoğlu, soğuk nedeniyle apartmanın giriş bölümünde kendini koruyan köpeğin yanına giderek önce mama verdi. Köpeğin soğuktan üşüdüğünü gören Kalpatçıoğlu, dayanamayarak montunu çıkardı. Soğuktan üşüyen köpeğin üzerine montunu örten belediye işçisi, bir süre köpeğin başında durduktan sonra yanından ayrıldı. Dediği de şu : "Köpeğin bana bakışına dayanamayarak tereddütsüz montumu çıkardım."



Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...