![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiU0nnA0K9ra-AnrfXV3HjC3nsWZ8opu-HLXHJyUAXYSlFJjuUhm2Po2cDl1LtxpLyTQZM6MV3ptksWY4LhsrXp4dJD__e2CLGzQKWm5NT1q5LrwSG-sEDN0vcyXe3uR9Wa5VfxfDrK-U-j/s320/%25C5%259Feyh.jpg)
Alevîlikte bir grup ise, Osmanlı Devleti'ne isyan eden "Börklüce Mustafa" ve "Torlak Kemal'in" haline bakarak onu bir Alevî Dedesi olarak görmüşlerdir; hatta kendilerine rehber edinenleri bile çıkmıştır. Önemle ifade edilmelidir, Şeyh Bedreddin aslında alevi değildir. Bunun en büyük delili, hem neslinin ortada oluşu ve hem de telif ettiği eserleridir. Gerçekte olan şu ki Şeyh'in şahlığa heveslenmesi, ihanet grubunun içinde yer alması ve Sultân I.Mehmed'e isyan edenlerin manevi reisi durumuna düşmesidir.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVagsSZ7CyW3rCAqf0Jnd3BaysohfHE6Nq5hdwBTwq7rqy12NtLx-ioIj2PT0SkYks9gRoq9oRwM5wgXcSLxHFtQXaqhWe7KdyVUXhK4FT2xNZwHq9WxBs5qZWY_e1i7AyXVDP9WZs0REQ/s1600/Mehmed_I_miniature.jpg)
Timur istilâsından sonra karışan ve tarihte kargaşalık, keşmekeş anlamında olarak (fetret devri) anılan bir duraklama çağı yaşayan ülkede birden bire enteresan bir fikir ve hareket baş gösterdi. Çağının en ileri bilim başkentlerinde felsefe, tıp, matematik ve en çok din bilim (ilâhiyat) okuyan Şeyh Bedrettin, Edirne’de yerleşmiş ve 2 yıl kadar devletin dinsel ve yargısal en yüksek katı olan kazaskerlik görevine getirilmişti. Burada bilim ve din bakımından adı ve ünü yayılmış, herkesten saygı görmüştü. Osmanlı Devletinin 11 yıl süren kargaşalık çağından politik çıkar sağlamak, Moğol saldırısının ve kargaşalığın doğurduğu işsizlikten, açlıktan, fakirlikten yararlanmak, böylece iktidarı ele geçirmek isteyen Şeyh Bedrettin bu amaçla Osmanlıcılık ideolojisinin spiritüel, moral ve dinsel yapısını “bütün dinlerin birliği” gibi bir ilke ile ve hümanist bir felsefe ile sarsmak, İslâm dinini bir başka biçimde yorumlamak istemişti. Bu alışılmamış dinsel açıklamaları, çağının ekonomik sosyal krizinin maddi temelleri üzerine yerleştirmek yolunda yeni bir ekonomi ve yarı dinsel bir dünya görüşü yaymaya çalışan Şeyh Bedrettin, bilgeliği ve inandırıcı propagandası ile kısa zamanda geniş bir akım meydana getirmiş ve kendisine inananlarla birlikte bir ihtilâl hareketine girişmişti. Bir yandan uydurma bir şecere ile Osmanlı tahtına hak iddia etmiş, bir yandan da aç ve fakir halk yığınlarını peşine takarak Osmanlı Devletini yıkmaya teşebbüs etmişti.
Dinler arasında fark olmadığı, bütün dinlerin eşit ve benzer ilkeler üzerine kurulduğu, toprak ve mammarın müşterek duruma getirilmesi, özel mülkiyetin kaldırılması gerektiği görüşünü savunan ve yayan Şeyh Bedrettin, adamları ile birlikte giriştiği isyan hareketinde başarıya ulaşamamış ve bir ara memleket çapında bir genişlik kazanmak durumuna gelen propagandası önlenerek, isyan bastırılmış ve kendisi idam edilmiştir. Şeyh Bedrettin hakkında yazılıp çizilenler verilen hükümler değişiktir.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilJkmlKQzeizYv5XmzSzaxevn3Sv2ld42gZ9iTKWwdRiOQqJWBq-ZAo6q60VKboSEYUnNpUNeH_iwDbX8mdEtg2ritwbUiWtZ-KLut-kXmIWd0s7pFdgsYN9u13gQVHRUOHQnZRLbs_zit/s400/124226-renkli-eski-istanbul-fotograflari-32.jpg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder