22 Ekim 2012 Pazartesi

"Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir."

Türk ulusu için en büyük bayram bugündür, 29 Ekim... Kendini bilen genç nesil için bugünün anlamı oldukça önemlidir. Bu tarih, bir dönemin sonu, diğerinin başlangıcıdır. Süreci bilmenin, bilmediklerimizi ise öğrenmenin hepimizin görevi olduğunu düşünüyorum.

Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı hükümeti tarafından, bölgede düzeni sağlaması için yine Osmanlı Devleti'nin bir gemisi ile 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gönderildi. Ülkenin çoğu ilinde kongreler düzenledi. "Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi, yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." ilkesiyle, yurdun her tarafından gelen milletvekilleri 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa'yı "Meclis Başkanı" olarak seçti. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Halk ve düzenli ordular düşmana karşı savaş verdiler, omuz omuza mücadele ettiler.




Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasını takiben 1 Kasım 1922'de TBMM saltanatı lağvetti. Padişah Vahdettin yurdu terk etti...

24 Temmuz 1923 tarihinde, İsviçre'nin Lozan şehrinde, Lozan Üniversitesi'nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri tarafından Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile yeni bir devletin temelleri atıldı. Fakat o tarihlerde, devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti.

Mustafa Kemal Paşa, ihanetini bildiği halde, henüz zamanı olmadığı için Padişah'ı hedef almadı. Genç subaylık yıllarından beri inandığı ve Erzurum'da Mazhar Müfit'e not ettirdiği "Cumhuriyet" inancını "Ulusal bir sır" olarak sakladı. Kurtuluş Savaşı içinde "Cumhuriyetçi" bir düşünceyi ortaya atmak, iç parçalanmaya yol açacağı için bu yola gitmedi. Hatta Sivas Kongresi sırasında "Cumhuriyet" ilan edelim önerilerini red bile etmişti. Bu dikkate değerdir. Fakat Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanı, Türk Ulusunun kurtarıcısı Mustafa Kemal, Türkiye'nin siyasal yapısını değiştirmenin ilk adımını Saltanat'ın kaldırılmasını sağlamakla attı. Saltanat'ın kaldırılışına en yakın arkadaşları bile karşı çıkmışlardı. Meclis'te tutucu kanat direndiyse de, Mustafa Kemal Paşa'nın kararlı ve sert tutumu sonucu Saltanat'ın kaldırılışı sağlandı. Fakat onun bu sert tutumu endişe doğurdu. Bunun bir başlangıç olduğunu görenler çeşitli yöntemlerle Mustafa Kemal Paşa'yı engellemeye çalıştılar.
 


2 Aralık 1922... Yer, T.B.M.M... Meclis'e muhalif grup tarafından bir öneri verildi. "İntihab-ı Mebusan Kanunu"nda değişiklik yapılmasını isteyen bu önergede "Büyük Millet Meclisi'ne üye seçilmek için Türkiye'nin bugünkü sınırları içindeki yerler halkından olmak ve seçim çevresine yeni gelenlerin ise en az beş yıl oturmuş olmaları" gerektiği kanun hükmü haline getirilmek isteniyordu. Mustafa Kemal Paşa'yı milletvekili seçilmekten yoksun bırakmak isteyen bu önerge üzerine, kendisi kürsüye çıktı ve doğumyerinin Türkiye'nin sınırları dışında kaldığını ve bir yerde beş yıl oturmadığını belirtti. Oturamazdı da, zira düşmanlara karşı savaşmaktaydı, vatanı düşman elinden kurtarma derdinde o cepheden o cepheye savrulup durmuştu uzun yıllar... Sonra da önerge sahiplerine, ulusun sevgisini kazanmış bir insan olmasına rağmen kendisini yurttaşlık haklarından yoksun bırakmakılmak istenme nedenini ve bu yetkiyi kimden aldıklarını sordu. Önerge elbette ki red edildi.


İkinci Meclis, toplandıktan sonra Lozan'ı onayladı. Artık sorun Türkiye'nin rejiminin belirlenmesiydi. Mustafa Kemal 22 Eylül 1923'de "Neue Treie Presse" adlı bir Viyana gazetesi muhabiriyle yaptığı görüşmede, 23 Nisan 1920'de kurulan sistemin Cumhuriyet olduğunu fakat adının açıklanamadığını belirtip, yapılacak işin yalnızca isim koymak olduğunu söyledi. İkinci dönem Büyük Millet Meclisi, 11 Ağustos 1923'te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923'te Ankara başkent ilan edildi. Atatürk; egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklarını hızlandırdı elbette... 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı. Onlara, "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." dedi.
 


29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan "Cumhuriyet" önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece, Türkiye devletinin yönetim biçimi "Cumhuriyet" olarak, adı "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlendi ve Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk "Cumhurbaşkanı" oldu. Cumhuriyetin ilanı, yüzyıllarca saltanat egemenliği altında yaşayan milletin iradesini özgürleştirmesi anlamında tüm yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı.



NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...  TANRI TÜRK'Ü KORUSUN...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...