Geçtiğimiz yıl katılamadığım Cumhuriyet
yürüyüşünün acısını çıkartmak için tam 1 yıl bekledim. Milli coşkunun bu yıl,
geçtiğimiz yıllara nazaran çok daha fazla olacağını yürüyüşe katılanlar, hatta
bundan hoşnut olmayanlar bile biliyordu. Hali hazırda Kurban bayramının tam da
sonuna denk geliyor olması katılımın sadece Caddebostan’da değil, yürüyüş
yapılacak olan diğer ilçelerde de yüksek olacağının bir habercisiydi
kesinlikle…
Günün sabahında stüdyodaydım. Kız
arkadaşım, ben henüz stüdyoda çalışmalara devam ederken an be an Ankara’da
olanları aktarıyordu bana. Şahsi kanaatim Ankara’daki yürüyüş cumhuriyet
sevdalıları olan bizler için onur verici olmasına rağmen, demokrasinin
bütünlemeye kaldığı müdahalelere sahne oldu sanıyorum.
![](https://lh3.googleusercontent.com/blogger_img_proxy/AEn0k_sZTDiJEICP8yJIHrIW0sfBjGt0-Rz6wCD1oIXq2_3OivBS8MWA3zSVocXN3q1Zg8FDBoK51dz8yuhcjTWyTjKoHEIzVdv2ZDiCCxqpCdkC3rPq67tCXK8QFiSTYuXpS35rZWn2Bfcg-9JpFcN1T6-_lShV9Pfotrpw2oG19LCU3g43Qg=s0-d)
O akşam Fenerbahçe-Antalyaspor maçının
olması da, kalabalıkların artacağını ve bu kutlamanın çok daha renkli
geçeceğini gösteriyordu. Kaldı ki öyle de oldu. Biz henüz Caddebostan’a
vardığımızda bir grup Fenerbahçe taraftarının “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz”
tezahüratlarıyla caddeden geçmesi bir Galatasaraylı olarak beni inanılmaz
gururlandırdı. Sonuçta Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı,
Trabzonsporlusu yoktu sadece caddede; tüm Kemal Atatürk sevdalıları tek yürek
yürüyüşteydi. Kısacası her şey olması gerektiği gibiydi. Tüm cadde al
bayraklarla kırmızıya boyanmıştı adeta… Aşırıya kaçılmadı; Cumhuriyet bayramı
tam bir bayram havasında kutlandı.
Kortej, motorsikletlileri takiben ciplerin
caddeyi boylamasına turlamasıyla başlamıştı. Hemen arkalarında CHP otobüsü
çeşitli ışık gösterileriyle ilerlemekteydi. Elbette ki bir de BİZ’ler,
kalplerinde Cumhuriyet ve Mustafa Kemal sevgisini taşıyanlar, bayram akşamının
kırmızı beyaz ışıkları gibiydik. Her yerde Atatürk’ü görebilmek, hissedebilmek
sanıyorum böyle bir şey olsa gerek… Öldüğü halde, görmediğimiz halde bir insana
karşı duyulan sevgi ve bağlılık görülmeye değerdi hiç şüphesiz… İnsanın
gözyaşlarını tutması, tüylerinin diken diken olmaması mümkün değildi.
Facebook sayfamda da paylaşmıştım; şunu
bir kez daha ifade etmekte yarar görüyorum: Hiçbir millet, kurtuluşunu ve
kuruluşunu bu kadar büyük bir coşkuyla, “gerçek liderine” bu kadar büyük bir
sevgiyle kutlayamazdı. Bu özellik, Allah’ın Yüce Türk Milletine bahşettiği
Mustafa Kemal Atatürk’ün evlatlarına; bizlere nasip olabilirdi sadece… Öyle de
oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder