Çok eski bir arkadaşımın merakı üzerine ufak bir araştırma yapma hevesine girdiğim günün konusu posta güvercinlerinin tarihçesi ve nasıl yetiştirildiği… Kimsenin dikkatini çekmiyor olsa da posta güvercinlerinin tarihteki yeri ve konumu ciddi anlamda su götürmez bir gerçek... Bir avuç büyüklüğündeki bu hayvanlar kimi zaman bir devletin kurulmasından koca bir imparatorluğun çöküşüne bile neden olacak faaliyetlerde bulunmuşlar. Bu işin temelinde elbette ki "casus haberleşme" aracı olarak kullanılmaları yatıyor.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhb3KFtuYsM_smrA67UxPBmJxHVZmQNhug8c_UwOPscYXpeABOF5bKWI2J_s46Lj8pGA2sTXSShB-_1ivJmaYI8KzUSGukJEhvgAJB2CvNxZ2LYWCdXJ3pUCL38Q4d5Iaa5WcCyvI-Vfq38/s320/ag%C3%BC2.jpg)
Anadolu’da eski devirlerde “salma kuşu” olarak kullanılmışlardı. Bir yere yuvasını yaptıktan sonra, başka bir yere alıştırmak imkansız gibiydi bu hayvanları... Aradan 10 yıl bile geçse, bıraktığınız anda ilk yuvasını bulma yetenekleri tartışılmazdı. İyi yetiştirildikleri sürece günümüzde de halen bu özelliklerini koruyorlar. 1600’lü yıllarda Evliya Çelebi eserlerinden birkaçında, Bursa’dan salıverilen kuşların İstanbul’a çok kısa bir sürede ulaşabildiklerinden bahsetmektedir.
Osmanlı dönemi öncesinde Bağdat güvercinlerinin Türkler tarafından posta güvercini olarak kullanılmaya başlaması Büyük Selçuklular dönemine kadar gidiyor. 1000'li yılların başlarından itibaren bugünkü Ortadoğu bölgesinde egemen olmaya başlayan Büyük Selçuklular, Tuğrul Bey’in 1055 yılında Bağdat’a girmesi ile birlikte bölgeye bütünü ile egemen olmuşlar. Bu yıllarda Bağdat güvercinleri Türkler tarafından posta amaçlı olarak kullanılmış. 1169 yılında Eyyubi hanedanlığının ilk hükümdarı olarak Mısır’a hükümdar olan Selahaddin Eyyubi’nin haçlı orduları ile olan savaşları sırasında ve özellikle de III. Haçlı ordularının 1191’de Akka kuşatması sırasında bütün haberleşme sistemini Bağdat güvercinleri ile sağladığı düşünülüyor. Haçlı askerleri yemek için vurdukları bir güvercinin ayağında buldukları mesaj sonucu bu haberleşmenin varlığını ortaya çıkarabilmişlerdir. Bu olaydan sonra o yıllarda Avrupa’da unutulmaya yüz tutmuş olan posta güvercini ile haberleşme geleneği yeniden canlandırılma yoluna gidilmiştir. Bu amaçla 1191’den sonra bazı Bağdat güvercinleri Haçlı orduları aracılığı ile Avrupa’ya götürülmüştür.
Gelelim o dönemlerde bu Sevimli hayvanların nasıl eğitildiğine…
Konuyu araştırmaya koyulduğumda bu işin kolay ve kısa sürede yapılamayacağını düşünüyordum ki öyle de çıktı. Sabır isteyen bir iş olduğu aşikar… İlk etapta uçma yetisini kazanmış olan güvercinler, öncelikli olarak kısa mesafelerde uçuruluyorlar. Mesela 10-20 km’lik mesafelere kadar salıveriliyorlar. Diyeceksiniz ki, kaçmıyorlar mı? Tabi ki hayır çünkü yukarıda da bahsettiğim üzere bu hayvanlar ilk yuvalarına bağlılıklarından ötürü asla unutmuyor ve mutlaka dönüyorlar. Mesafe ne olursa olsun hem de... Yetiştirme dönemi boyunca mesafe gittikçe arttırılıyor. Zamanla 100 ile 500 km mesafelerine kadar gönderilebiliyorlar. Elbette ayaklarına notları bağlanarak… Geçmişte de aynı yöntemin kullanıldığını, bugüne kadar bu işi uzmanlık haline getiren insanların babadan oğula geçen bir meslek misali bu hayvanları yetiştirmelerinden anlayabiliyoruz.
Bu güvercinler acayip selanik güvercin yahu ..)
YanıtlaSil