23 Nisan 2013 Salı

Eskiden (!) Milli Egemenlik ve 23 Nisan...

Dün... 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramıydı. 

Çocukluğumda sabahları erken kalkar, annemin eşliğinde okula gider, törenlere katılırdım. Kağıttan Türk bayraklarımız vardı. Şiirler okuyorduk, bazen anlıyor bazen anlamıyorduk o yaşta, güzeldi. Bando takımlarımız vardı, bazen düzenli bazen düzensiz çalardı, ama güzeldi işte... 

Zaman o kadar çabuk geçiyor ki, artık o yaşlardan eser kalmıyor. Sonraları özel kanallar çıktı, e tabi yaşımız da ilerledi. Kazuletler gibi törenlere katılamayacak yaşa geldik :)  Her kanalda İstanbul ve Ankara'daki stadyumlarda gerçekleştirilen kutlamalar gösterilirdi, bunları izliyordum artık...

23 Nisan

Dün... Hiçbir kanalda kutlamaya dair bir şey izleyemedim. Kanal simgelerinin yanında yada üstünde ufacık bir Türk Bayrağı, Atatürk silüeti... O kadar...

29 Ekim yasaklandı... 19 Mayıs, stadyumlarda üşürüz diye yasaklandı... 30 Ağustos ve 9 Eylül kutlanmıyor bile neredeyse, hatta duyduğuma göre Yunan İşgalinin olmadığını söyleyenler bile varmış. 10 Kasımda saygı duruşunda duranların sayısı gittikçe azalıyor. 

Uzun lafın kısası, dün 23 Nisan'dı, Şehit Fethi sokaktan bir grup çocuk ellerinde Atatürk resimleri ve Türk Bayraklarıyla geçti. Çok hoşuma gitti, ama bununla kalması da bir o kadar üzdü beni... 

  

20 Nisan 2013 Cumartesi

Karanlığa Sövmektense...

Konfüçyus der ki : Karanlığa küfredeceğine bir mum yak!

Kendi çıkarları yönünde davranan insanlarımız bir kenara, "ufak da olsa bir katkım, çorbada benim de tuzum olsun" diye düşünen bireylerimiz de var toplumumuzda... Sosyal sorumluluklarımızı yerine getirmek adına bilinçlendirme konusuna kısaca değinmek istedim.

Ülke bunca sorun ile kırılırken, hepimizin şikayetinden nasibini alan belki de en önemli problem eğitim eksikliği. Düşündüm ki bu konuda belki benim de bir faydam dokunur.

Çeşitli yardım kuruluşları var, zaten para yada eşya yardımı toplayarak okullara ulaştırıyorlar. Benimse önerim  daha önce okuduğumuz, evimizin bir köşesinde yer kapladığını düşündüğümüz kitaplarımızı, kütüphane oluşturmaya çabalayan okullara göndermek... Bu, o kadar da zor olmasa gerek...


Ben naçizane ilk gönderimimi yaptım. Roman, hikaye vb tarz içeren kitapları bir koli halinde rastgele belirlediğim bir okula gönderdim. Aslına bakarsanız bu sadece ufak bir başlangıç... AVM'ler de cüzi fiyatlarla satılan kitaplardan, belki de kırtasiye malzemelerinden satın alınarak da bu faaliyet gerçekleştirilebilir. Aşağıda bu yönde yardım ve bağışa muhtaç birkaç  noktaya ulaşılabilecek siteleri paylaşmak istiyorum :




Onları terk etmeyelim, terörün kucağına itmeyelim... Aşağıda paylaşacağım yardım çağrısı binlerce çağrıdan yalnızca biri...


2013 - Yedibölük Ortaokulu (Batman)

30 Aralık 2012


Merhaba ben Batman`in Kozluk ilçesine bağlı Yedibölük Ortaokulunda görev yapmaktayım. Okulumuz Yedibölük adlı bir dağ köyünde olup kısıtlı imkanlara sahiptir. Öğrencilerimiz ilçe merkezi dışında köyden farklı hiç bir yer görmüyorlar. Bu dağ köyüne sığmayacak kadar büyük hayalleri var; ama dünyayı ne yazık ki bu köyden ibaret zannediyorlar. Daha kötü olan şu ki, kendilerini terk edilmiş hissediyorlar.


Okulun epey ihtiyacı var. Ama benim ihtiyaç listesine yazdıklarım yalnızca, onlara farklı dünyalardan görüntüler sunma ve farklı dünyaları okuyarak anlamalarını sağlama amacıyla yazdıklarımdır. Bu sayede ufuklarını açmamıza lütfen yardımcı olun.





13 Nisan 2013 Cumartesi

Terslik (Yhprum) Kanunu... Size de Oluyor mu??

Murphy Kanunları dediğimiz mevzu, çoğu zaman başımıza gelen olumsuzlukların bilimsel açıklaması gibi birşey aslında... Hepimiz yaşadık, yaşıyoruz. Okurken "Aaaa evet bu başıma geldi hakikaten" diyeceğiniz birkaç vaka ile sizlerleyim bugün... 

1949 yılında Edward Murphy, insan bedeninin en fazla ne kadar ivmeye dayanabileceğini gösterecek bir -roket nakliye programı- için mühendis olarak test alanındaydı. Çok pahalı bir deneydi bu; ancak bir personelin tüm cihazları yanlış bir yöntemle bağlaması, deneyin başarısız olmasına yol açtı. Bu deneyim Murphy'nin temel kanununu oluşturmasını sağladı, yani : "Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu olasılık gerçekleşir." 

Bu teorem, modern teknikte "hataları önleme stratejisi" olarak kullanılır ve görünen en esprili; ama aslında ciddi bir temel üzerine oturtulmuş kanundur. Bir kaçına beraber bakalım:

-  Bir şey tamir ederken elin tamamen yağlandığında, burnun mutlaka kaşınır.

- Pazardan dönerken yere düşürdüğün torba, mutlaka yumurta paketinin bulunduğu torbadır ve çoğunlukla yumurtaların çoğu kırılmıştır.

- Yeni aldığın halıya tereyağlı-reçelli ekmeğinin malzeme sürülmüş tarafının düşme ihtimali, halının pahalılığı ve yeniliği ile doğru orantılıdır.

- Uyuyan bir bebek, anne babası uykuya dalınca uyanır. 


- Patronuna hasta olduğun için geç kaldığını söylediğinde ertesi gün gerçekten hastalanırsın. 


- Eğer trafikte şerit değiştirirsen, ayrıldığın şerit daha hızlı akar. (Bu bana sıklıkla oluyor)

trafik şeritleri ve sıkışıklık ile ilgili görsel sonucu

- Duşa girip keyif yapmaya başladığında mutlaka telefonun çalar. 


- Birileri ile karşılaşma ihtimalin, görünmek istemediğin zaman en üst düzeydedir. Kısacası beraber görünmek istemediğin biriyle birlikteysen, tanıdığın birini görme olasılığın tavan yapar :)

- Bir makinenin çalışmadığını ispat etmen gerektiğinde, kesin çalışır. (En çok başıma gelendir, tip olurum!!)


- Kaşıntının şiddeti ulaşma zorluğu ile doğru orantılıdır. 


- Telefon, çalmasını beklediğin süreler boyunca çalmaz; ancak başından ayrılıp başka bir işle meşgul olduğun anda çalıp seni sinir eder.



- Dakikalarca beklediğin otobüs sen tam sigara yakarsın, o zaman gelir. 




- Sigara dumanı, her zaman sigara içmeyen kişiye doğru gelir.



- Ne zaman kürdanı elinden atarsın, dişinin arasında bir şeylerin kaldığını da fark edersin. 

- Hostes kahve servisini yapar yapmaz uçak hava boşluğuna düşer. O kahve de üzerine boca olur!


- Bir şey çok gizliyse fotokopi makinesinin yanında unutursun. 

İşte yukarıda bahsi geçen tüm mevzular, terslik kanununu destekleyip doğrulayan ve başımıza gelen olaylar... Bundandır ki "Yhprum Kanunu" olarak adlandırılmıştır, adını veren bilim adamının isminin tersi ile...




2 Nisan 2013 Salı

Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor



Sanat, tıp ve iş dünyası, kalp hastası çocuklar için el ele veriyor. Ünlü ressam Renée Niklan’ın 17 eseri, 10-14 Nisan tarihlerinde Ekavart Gallery’de sergileniyor. Ekavart Gallery nerede diyenlere, işte adres:  The Ritz-Carlton Hotel, Süzer Plaza, No: 15, Gümüşsuyu-İstanbul. Sergi, çarşamba-cuma günleri 11.00-18.30, cumartesi günü ise 12.00-18.30 saatleri arasında gezilebilir.

Bu serginin diğerlerinden farkı ne derseniz, salt bir resim sergisi olmanın ötesinde bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. Sergideki eserlerin satışından elde edilecek gelirin tamamı, gelişmekte olan ülkelerde doğuştan ya da sonradan kalp hastası olan çocukların tedavi edilmesi için kullanılacak. Tedavileri, bu işe gönül vermiş bir avuç tıp insanının kurduğu Herkes İçin Kalp Derneği (www.cptg.ch) gerçekleştirecek. Dernek, modern tıbbın sunduğu olanaklardan yararlanamayan bu çocukların İsviçre’de ya da kendi ülkelerinde ücretsiz tedavi olmalarını sağlıyor.

Ne yazık ki, gelişmekte olan ülkelerde her yıl yaklaşık 2 milyon çocuk kalp bozukluklarıyla doğuyor ve bu çocukların yarısı maddi kaynak veya sağlık sektöründeki insan kaynağı yetersizliği nedeniyle ilk iki yıl içinde yaşamını yitiriyor. Bu ülkelerde açık kalp ameliyatı olmayı bekleyen çocukların sayısı ise 8 milyonu buluyor.

Herkes İçin Kalp Derneği’nin kurucusu Ord. Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos. Kalangos, iki kez Nobel Tıp Ödülü’ne aday gösterilmiş bir kalp cerrahı. Bu alanda 14 ayrı teknik geliştirmiş. Son 100 yılın en iyi cerrahlarından biri olarak tanınıyor. Ayrıca, dünyanın en prestijli tıp ödüllerinden Fransız Tıp Akademisi Ödülü’ne sahip.

Sergi, Alvimedica’nın sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Alvimedica Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, hayır amaçlı bu tür etkinliklere özel önem veriyor ve Herkes İçin Kalp Derneği’ni yürekten destekliyor.

Niklan’ın mutluluk, umut ve sevgi mesajları içeren eserlerinden oluşan  “Sanat Küçük Kalplere Dokunuyor” temalı sergisini mutlaka görün. Gidemem diyorsanız, sergiyi Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu www.ekavart.tv’de de izleyebilirsiniz. Resimler, yüreğinizi ısıtacak…

 

Hem dernek hem de sergi hakkında şuradan bilgi alabilirsiniz: http://alvimedica.com/hearts-for-all/tr/

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...