21 Ağustos 2014 Perşembe

O Ses "Tecrübe" - Sürgülü Kapı

Beni tanıyanlar, sevenler yada sevmeyenler bilir; imkanım elverdiğince cesaret edilemeyeni, çok tercih edilmeyeni, denenmeyeni deneyen bir mizacım vardır. Bu vesileyle ben de kalktım -biraz da şans eseri- “o ses Türkiye” seçmelerine katıldım. İçinizden “manyak mısın, evladım ne işin var oralarda” dediğinizi de duyabiliyorum. Ama ben de elemelere katılana kadar daha önce farkına varıp da genellikle hepimizin unuttuğu bir şeyi, şükretmeyi yeniden hatırladım.

Elemelerin yapılacağı otele vardığımda kapıda oldukça kalabalık bir yığın vardı. Elinde sazı, gitarı, bir şekilde kendince prova yapanlar mı (ben yapmadım mı, yaptım elbette) dersiniz; bağıra çağıra türkü söyleyenler mi dersiniz; çeşit çeşit insanın arasında buldum kendimi… Bir kere yurdun dört bir yanından, “Anadolunun bağrından kopup gelen” onca insan, -bir umut- geleceklerini etkileyecek o 3-4 dk için saatlerce kapılarda bekliyordu. Bir an kendime, “neden buradayım” diye sordum. Sonuçta zaten aman aman yeteneği olan biri de değilim. “Beklesem mi eve mi dönsem” düşünceleri arasında gidip gelirken prodüksiyon firması çalışanının yanıma yaklaşıp “siz de yarışmacı adayı mısınız, ona göre listeye yazacağım?” hamlesiyle bir anda 10 kişilik bir grupla elemelerin yapıldığı salonda buluverdim kendimi.

Ne hayatlar var…


Sıramı beklerken tanıştığım Çankırı’lı Ekrem’in tek bir hayali var : “allah yürü ya kulum desin, ben yürürüm arkadaş” bu cümleyi en az 5 kez dinlemişimdir 45 dk boyunca. Ekrem, arabesk-fantezi kategorisinde Emrah’ın “götür beni gittiğin yere” isimli parçasını mırıldandı bize biraz… Sesi yanıktı, güzeldi de… Epey de çalışıp gelmiş anladığım kadarıyla. Ama firma çalışanının, yanına yaklaşıp “kardeş sen onu söyleme, başka şarkı seç, sabahtan beri 10 kez bunu dinledik, baydı yeter artık” söylemi Ekrem'in bütün hevesini kırdı. Adamı motive etmek yine bana kalmıştı. "Star olacaksan tek parçalık star olmayacaksın heralde, güzel söylediğin başka bir parçayı dene”... Nitekim öyle de yaptı… Bence oldu da – allah yolunu açık etsin

Bağcılar’dan gelen Burak ise 19 yaşında genç bir delikanlı… Onunsa hayali şu : “Abi, ben bu yarışmayı kazanıp şarkıcı olunca bir barı kapatıp sadece Yıldız Tilbe’ye şarkı söyleteceğim, hastasıyım onun”… Girerken oldukça heyecanlıydı, 3.defa katılmasına rağmen… Tabi Ekrem ve ben, ondan olabildiğince tüyo aldık. Kullandık mı, onu zaman gösterir  Çünkü ben de sürgülü kapıdan girdim, şarkımı okudum ve çıktım sonuçta…

Çok uzatmayayım, sadece iki farklı hayat, iki farklı hikayenin baş aktörünün kısa anektodlarını paylaştım sizinle. Allaha bin şükür işimiz var, ekmeğimiz var bir şekilde, bunlara şükretmek lazım. "Sürgülü kapı"nın ardında geleceğini kovalamak hayalinde olmasam da, yakın dostlarımın “deli misin ne işin var” telkinlerine rağmen denemediğim ve hayatımda “denemedik yapmadık olmasın” diyebileceğim ufak bir tecrübe yaşadım… Son söz “biz size 1 hafta içinde olumlu olumsuz döneceğiz” :)

1 yorum:

Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...