22 Ocak 2013 Salı

Herkese Hayırlı Kandiller... Yeniden...

Bu gece önemli bir gece... İnsanlığa müjde olarak gönderilen son ve en büyük peygamber  Hz. Muhammed, 571 yılında Rebiü'l-evvel ayının 12. gecesi doğmuştu. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının 20.sine rastlar. Bu kutsal geceye "Mevlid Kandili" denmiştir.

O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, kötülük ve ahlâksızlık almış yürümüş,  tanrı inancı unutulmuş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.


Peygamberimiz Hz. Muhammed, kendisinden önceki peygamberler gibi sadece bir kavme veya millete değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir. O'nun diğer peygamberlerden en farklı yönlerinden birisi belki de budur. Kutsal kitap Kur'an'da şöyle anlatıyor : 

"Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler."


Bu gece, müslümanlar arasında yüzyılllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. 


Bu vesileyle hepinize hayırlı kandiller diliyorum...


18 Ocak 2013 Cuma

Karanlık Çağa Dönüş mü?

Geçtiğimiz Aralık ayı, Maya takviminin son bulması dünyanın da sonunun geldiği yönünde tartışmaları beraberinde getirdi. 2012 felaket senaryoları hakkında yazdıklarımı hatırlarsınız. Halbuki İslam dininde Ku'ran-ı Kerim'de kıyamet alametlerinin ve nasıl, ne şekilde gerçekleşeceğinin bildirildiği birçok ayet mevcut... Fakat bizim bugünkü konumuz ne kıyamet, ne de Şirince'den "eli boş yüreği sarhoş" dönen insanlar değil... Dünyamızın çekim alanının epeyce yakınından geçecek olan gök taşının yeryüzüne çarpma ihtimali yüzünden ABD sessiz ancak alarmda…


Tam 65 milyon yıl geçmiş felaketin üzerinden... Dinozorların ve dünya üzerindeki canlıların birçoğunun yok olmasına neden olan gök taşının Meksika’nın Yucatan Körfezi’ne düşen ve çapı 12 km olan gök taşı olduğu düşünülüyor bilim çevrelerince. 

Her ne kadar ABD'ye birçok konuda kızsak da, bu işte gerçekten ileri düzeydeler... Yetkililer, her bin yılda bir büyük bir gök taşının dünyaya isabet ettiğini belirlemiş. Buna göre 2036 yılında dünyamızın yaklaşık 45,ooo km uzağından geçeceği düşünülen ve adını Mısır mitolojisinin kötülük tanrısından alan "Apophis" isimli gök taşının %3 bile olsa dünyaya çarpma ihtimali üzerine, ABD ciddi ama bir o kadar da gizli çalışmalar yürütmeye başlamış. İhtimal oldukça düşük, fakat çarpışma gerçekleşirse bu gök taşının dünyayı karanlık çağa geri göndereceği öngörülüyor.
Gök bilimcilere göre dünyaya çarpması muhtemel 250 metre çapında bir gök taşı bile ölümcül sonuçlar doğurabilir. Yani bu büyüklükteki bir gök taşı koca bir ülkeyi tamamen yok edebilecek güçte. Şöyle bir inceledim; dünyamızın yakınında en az 5,ooo gök taşı mevcut. Çoğunun çapı 1 km'den fazla. Böyle bir gök taşının dünyaya çarpması tıpkı dinozorlara yaptığı gibi insan soyunun da sona ermesine neden olabilir. 

Bu tip bir yıkımın önüne geçebilmek için birkaç yola başvurulabilecek. Bazılarını, seyrettiğimiz Hollywood filmlerinden zaten biliyoruz... :
  • Gök taşı dünyadan fırlatılacak bir nükleer başlıklı füzeyle vurulabilir. Fakat oldukça riskli bir yöntem; öyle ki patlama sonucu oluşan binlerce küçük meteor yine dünyayı hedef alacak.

  • Büyük etki yaratabilecek bir bomba ile ( Armageddon filmi aklınıza gelsin ) gök taşının yörüngesinin değiştirilmesi mümkün... Gök taşına bir bomba yerleştirilerek yörüngesinden sapmasına çaba sarf edilebilir. Daha az riskli görünüyor.

  • Gönderilecek bir kaç uzay aracı gök taşının üzerine indirilebilir ve gök taşını roket motorları yardımıyla iterek yörüngesinden saptırabilir.


9 Ocak 2013 Çarşamba

Yollar Var ki...

Bir dönem, bu söz ile gülüp eğlenmekle geçti bizim açımızdan: "Yollar var ki, yürümekle tükenmez..."

İş hayatım boyunca çok kereler mevki değiştirdim ama böyle bir yazı hiç yazmamıştım, bu ilk olacak. 8 yıllık sektör geçmişimin yarısını, içinde bulunduğum bu büyük ailenin en eğlenceli bölümünde geçirdim belki de... Şimdi aranızdan ayrılırken, ufak da olsa bir anı bırakmak adına blog yazımı bu kez böyle yazıyorum. Yoluma, bu geniş ailenin farklı bir ferdi olarak devam ediyor olacağım.

2009 Şubat ayından bu yana, bugün bile şubelerimiz ve gerektiğinde Genel Müdürlüğümüzde dahi iş konusunda bana halen danışılmasının temelini oluşturan Murat Arslan'a; 4 yıl boyunca muhabbetleriyle çalışmalarımızı değerli ve eğlenceli kılan Ersel Barbaros, Arzu Sevin, Erkan ve Gözde Becermen'e...

Screenshot_2012-12-16-12-00-09.png

Zor zamanlarda dostluğunu ve desteğini esirgemeyen, dinlemesini bilen; masa tenisinde amansız rakibim olabilen; yenerken keyif alıp kendisine yenilirken gurur duyduğum kadim dostum Atakan Aydoğdu'ya...

2012 Masa Tenisi Turnuvası çeyrek final mücadelesinde rakip olarak tanıştığımız ve o finalde ciddi derecede beni hezimete uğratan (2-0); sonrasında bir ağabey-kardeş edasıyla samimiyet ve desteğini esirgemeyen değerli Grup Yöneticim Osman Taş'a...

Kendisiyle yönetici-personel ilişkisinden ziyade arkadaş gibi konuşabildiğim, danışabildiğim, problemlerimi aktarabilme fırsatı bulduğum; sıkılmadan bana katlanabilen Birim Yöneticim Didem Evyapan'a...

Beni dinleyen, anlayan, yeri geldiğinde fikirleriyle destekleyen değerli dostum Tuğba Memiş'e... Seda Günay'a... (sizler ki benim can kız kardeşlerimsiniz)

Her daim güler yüzlü olunamadığını biliyorum; böyle anlarımda yetkim altında olsun yada olmasın, bana anlayış göstererek keyifli çalışma imkanı sağlayan tüm şube çalışanı arkadaşlarım ve şube müdürlerine...

İsimleri aklımda olup şuan burada tek tek yer veremediğim tüm dostlarım ve arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi iletmem gerektiğini bilerek gidiyorum.


YÜREĞİNİZE SAĞLIK; HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE, GÖNLÜMÜZCE OLSUN...

TÜM MUTLULUKLAR "BİZCE MÜMKÜN" OLSUN...



  

3 Ocak 2013 Perşembe

Ölüm Dışında Birçok Derde Deva: ÇÖREK OTU...

Tesadüfen de olsa son zamanlarda adına sıkça rastladığım bir şifa kaynağından bahsetmek istiyorum bugün. Öyle ki artık hepimizin mutlaka bir şekilde yaşadığı sağlık sorunları mevcut. Kimimiz saç dökülmesinden şikayetçiyiz, kimimiz de kepekten... Bazılarımız hazımsızlık problemi yaşıyoruz, bazılarımız tansiyon... Bakalım çörek otu ne gibi yararlarıyla bizi şaşırtacak :
  
çörek otu ile ilgili görsel sonucu

• Çörek otunda yüksek oranda nigellon ve alfa-pinen gibi eterli yağlar bulunuyor; bu yağlar solunum borusunun genişleyip rahat soluklanılmasını sağlamakta... Ayrıca öksürüğü hafifletiyor. İltihap giderici,, ağrı dindirici ve idrar söktürücü etkileri de mevcut... Düzenli kullanımda kan şekerini düşürüyor.

• Yine çörek otunun atomunda bulunan B vitaminleri, pek çok enzimin üretiminde önemli rol oynuyor. Çünkü bunlar, savunma ablukalarını yok edip boyun altı bezini (tiroid) ve dolayısıyla da savunma sistemini (immune) güçlendiriyor. Böylece kalp ve tansiyon problemlerinin oluşma riskini en aza indirgemekte... Bununla birlikte yaraların daha hızlı iyileşmesi ve hücre yenilenmesinde de inanılmaz kuvvetli...

• İçeriğindeki selen gibi antioksitler, zehirli maddelerin vücuttan atılmasında önemli rol oynuyor.




ÖZEL HALLERDE FAYDALARI


Bal ile karıştırıldığında hamilelik döneminde oluşan şikayetlere bire bir... Yan etkisi yok,, hamilelik dönemindeki bayanlar ve bebeklerini ana sütüyle beslemeyi tercih edenler için sütün kalitesini arttırdığından, bebek için oldukça faydalı olduğu görülüyor.


BAZI HASTALIKLARDA ÇÖREK OTU


• Çörek otunun, yaygın hastalıklarda şaşırtıcı derecede iyileşmeler sağladığı belirlenmiş. Öyle ki, çocuklarda özellikle sinir, astım ve alerji sorunlarına da çok iyi geliyor. Başta astım ve polen alerjisi olmak üzere alerjik hastalıklara, saç dökülmesi ve kepek gibi problemlere karşı da etkili olduğu bilinen bir gerçek; kullanmakta fayda var.

çörek otu ile ilgili görsel sonucu• Hemoroitte de etkin; çünkü damarları güçlendirerek kan dolaşımını arttırıyor. Hazımsızlık problemi yaşıyorsanız mutlaka kullanmanızı tavsiye ederim.

• Romatizma, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol gibi metabolik hastalıklar da çörek otunun iyileştirme listesinde yer alıyor. Çörek otu savunma sistemini güçlendirdiği için, kanser, AIDS gibi çağın hastalıklarına karşı tavsiye edilmektedir. 

• İktidarsızlık ve kısırlık sorunlarında destekleyici... Çünkü çörek otu, cinsi hormonları düzenlemekte...

• Çörek otu yağı ile regl dönemi sancılarına ve diş ağrılarına karşı yine başarılı sonuçlar elde edilebildiği görülüyor. Cildi berraklaştırıyor. Hücre yenilenmesi konusunu bundan ötürü açmıştım zaten... Düzgün bir cilde, parlak saç ve gözlere sahip olmayı hepimiz isteriz. O halde çörek otu kullanmak bize bir şey kaybettirmez. 


  
ÇÖREK OTUNU NASIL KULLANABİLİRSİNİZ ?


Kurutulan tohumları baharat şeklinde, suda kaynatarak ya da yağı çıkarılarak tüketebiliyoruz. Güzel kokulu bir baharat olarak kullanımı daha yaygın... Herkes sevmeyebilir ama sirke ile kaynatılıp gargara yapıldığında diş ağrılarına iyi geliyor. Sivilce problemi olan arkadaşlarım varsa, suyu ile sivilcelere pansuman yapıldığında etkisi oldukça yüksek... İnternetten de araştırılabilir.



Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek

  Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak Victoria, Seyşeller, 20 ...